Seninle çok önceden tanışmayı dilerdim. Aşkların mesajlarla kirletilmediği, sevginin bedenlerde aranmadığı, yanyana gelince telefonların eline alınmadığı, kafelere aşkların tıkılmadığı o zamanda. Şu zaman aşkımı yansıtmak için doğru zaman değil. Ama yine de. Tüm kirlilikleri bir kenara itip sana içimde temiz bir hayat sundum. Sana içimi sundum. Zaten düşünür dururum. Senin bulunduğun bu kalp kirli olabilir mi hiç?
Hayatım senden önce ve senden sonra diye ayrılmıyordu benim. Senden önce de kırılmış bir kadındım. Senden sonra da. Benim hayatım oluşun ve olmayışın olarak ikiye ayrılıyor. Senin olduğun zamanlarda ellerimde çiçekler olurdu hep. Şimdi ise babası gitmiş bir kadının ellerindeki kan kokusu var. Sen yokken herşeyde acı bir tat var. Şimdi acı dedim diye dilinin ucuna hafif bir acı tadı gelecek. Biliyorum. Ama hayır. Bu acı o acı değil. Bu acı insanın bedenine değil ruhuna zarar bir acı.
Herşeyin başladığı o tarihe gidiyorum parmak uçlarımda. Ses yapmadan gidiyorum. Anıları uyandırmak istemediğimden. 23.03.2019 herşeyin başladığı o gün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurum Çiçeği
RomansaBir kelebek olup olduğun şehre gelmek isterdim. Sol omzuna konup kokunu içime çekmek. Ve birkaç gün içerisinde ölmek. Son gördüğüm yüzün, yüzün. Son duyduğum sesin, sesin. Son kokladığım çiçeğim uçurum çiçeği olmasını dilerdim, Uçurum Çiçeğim.