"Mektuplar gibiyiz hiç açılmamış, saklanmış ama zamanla kaybolmuş. Sildin mi beni parmak ucunla, içindeki benden kurtuldun mu yoksa?"
Ali sağ elinin parmaklarıyla ritim tutuyor, nezarethanede olmanın saçmalığını aşmaya çalışıyordu. Selin'e baktığında sakince oturduğunu gördü. Zaten anne ve babasına da rezil olmuştu. Kötü bir şey yapmıyorlardı ama, Selin yinede oldukça utanmıştı.
Baskın Anı -
"Yalnızca hüznü vardır, kalbi olanın."
Selin'in dudakları genç adama yaklaşırken, Ali gözlerini kapatıp aradaki mesafeyi kapattı. Tutkulu öpüşmeleri Selin'i, Ali'nin kucağına yerleştirdiğinde büyük bir gürültüyle ve gelen polis telsizi sesleri tüm apartmanı sarmıştı.
"Ali Mertoğlu ve Selin Yılmaz?"
Ali ellerinde hissettiği baskı ile Selin'in dudaklarından ayrıldı ve annesine koşan Selin'e baktı. Ne oluyordu böyle? Anlamıyormuşcasına polis memurlarına bakıyor, kendince bir açıklama bekliyordu. Polis memuru, önce Selin'e sonra da Ali'ye kelepçeyi taktığında, Ali hâlâ etrafa bakınıyordu. Selin'in anne ve babası Ali'ye pis pis bakıyor, lanetlercesine gözleriyle oyuyorlardı. Selin'se ailesinden olabildiğince gözlerini kaçırıyor, göz teması kurmak istemiyordu. Kelepçeli bir şekilde apartman sakinlerinin garip bakışlarıyla beraber emniyete alındıklarında, Selin'in göz yaşları durmuyordu.
Baskın Anı ×
"Ah Selin, ah!"
Selin kendisine bağıran ve suçu kendisine yıkmaya çalışan Ali'ye baktı bir süre. Ne yapmaya çalışıyordu bu, gelmeseydi o zaman, kim ona gel demişti ki?
"Gelmeseydin evime! Hem de elindeki güller, şaraplar, viskiler.. Ne halt etmeye geldiğin belli değil. Teşekkür ayağına.. Beni öptün."
Ali duyduğu şeyle kahkaha attığında genç kız suratını buruşturmuş ve o anları sanki tekrar yaşıyormuş gibiydi. Kafasının içinde bir yerlerde o anları hatırlamak bir yana, tekrar yaşamak istediği yazsada kendisinden ödün veremezdi. Hem de Ali'ye karşı. Ali parmaklarını demirlere dayamış Selin'e ulaşmaya çalışıyordu.
"Sende karşılık verdin, geri çekilmedin."
Selin gülerek Ali'nin karşısına geçti ve ellerini saçlarına daldırdı. Salak mıydı bu çocuk? Çok kısa bir süre bunu düşündüğünde, neden bu kadar düşündüğünü bile anlamamıştı çünkü kesinlikle salaktı. Ellerini demir parmaklıkların arasından geçirdi ve Ali'nin saçlarını tuttu. Niye yaptığını bilmiyordu ama saçlarını çekiyor, canının acımasını istiyordu. Karşılık vermesi şaşırılacak bir şey değildi ki, kalbini tamamen ona vermişken, öpücük de neyin nesiydi? Bağıran polis memurunu duyan Ali, Selin'in ellerini sarı saçlarından çekmiş, ellerini sıkıyordu. Böyle bir şeyi yapmaya nasıl cesaret edebilmişti?
"Rahat dursana kızım!"
Ali eliyle saçlarının önünü düzeltti ve Selin'e doğru bakarak sırıtmaya başladı. Bir teşekkür için ne hallere düşmüştü böyle, babasına haber verilmiş miydi? Ne için burada tutulduklarını bile bilmiyordu.
"Siz, ikiniz. İfadeleriniz alınacak." Genç polis memurunun işaret parmağı Ali ve Selin'in üzerinde gezindiğinde Ali etrafına bakındı. Başka kimsenin olmadığını gördüğünde ve Selin'in de bunu anladığını düşündüğünde ciddi durmak çok zordu. Selin'in kapısını açıp kolundan tuttu ve diğer arkadaşına uzattı. Ali'nin kapısını da açtığında kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu. "Yakalanmışsınız.. Uygunsuz bir pozisyonda. Allah sabır versin kardeşim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kupa Kızı // AlSel
FanficKupa Kızı'na en fazla bu kadar yaklaşabiliyor. Daha fazlasında da gözü yok zaten. İmkansızlıktan beslenir onların hikayesi. Herkes de bilir bunun olanaksızlığını, bu yüzden kimse atmaz kart oyunları oynarken Kupa Kızı'nın üzerine Sinek Valesi'ni.. U...