8.Bölüm

13 8 0
                                    

Annemin hikayeyi bitirmesiyle derin bir nefes verdim. Gerçekten çok etkileyiciydi adeta nefesimi kesti. Ne zaman bu hikayeyi dinlesem annemi kıskanırdım çünkü film gibi bir tanışma hikayesi vardı. Ama sonu kötü bitmişti. Babam ben daha çok küçükken ölmüş,elimde tek bir resmi bile kalmamıştı.

Babasız büyümenin ne demek olduğunu en iyi ben bilirdim. Daha bir defa bile "baba"diyememek çok kötüydü.
Neyse ki annem vardı bu hayattaki tek varlığım,en değerlim...

Ben düşüncelere dalmışken annem odamdan çıkmış beni yalnız bırakmıştı. Her pazar yaptığım gibi elime telefonu aldım ve kızlarla konuşmaya başladım.

Saatin nasıl geçtiğini anlamadım bile hemen akşam olmuştu. Kapanan gözlerimi daha fazla zorlamadım ve uykuya daldım.

                           🍃🍃🍃

Alarmın sesini kim sonuna kadar açtı? Tabiki ben. Artık kalkmalıydım yoksa okula yine geç kalacaktım. Makyaj çok yapmam sevmem de ama bugün ruj sürmek istedi canım. Şeftali tonundaki rujumu sürüp okulun yolunu tuttum.

Okulun kapısından içeri girdiğimde her yer sakindi ama bu sakinlik pek iyi değildi. Sanki her an birşey olacakmış gibi hissediyordum. Sınıfıma geçip yerime oturdum. Naz ortalarda görünmüyordu zaten ilk derse genelde gelmezdi. Ama bir dakika sonra naz kapıdan içeri girdi. Anladım ki bugün değişik bir gün olucak.

Naz,yanıma gelip oturdu. Kötü görünüyordu yine ne olmuştu? Bana sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Sırtını sıvazladım ve bana dönmesini sağladım. Yüzünü ellerimin arasına aldım ve gözlerinin içine baktım.

-Canım ne oldu,anlat bana hadi!

-Beni yine aldattı papatya. Neden yaptı bunu bana? Ben onu çok seviyordum ama!

Deli gibi ağlıyordu onu sakinleştirmek için ne yapacaktım. Aklıma gelen hain fikirle gülümsedim.

Onu kendime çevirip gıdıklamaya başladım. Buna kimse dayanamazdı. Naz kahkaha atmaya başladı. İşe yaramıştı işte. En azından surat ifadesi değişmişti. Naz,gözyaşlarını sildi ve kararlı bir ifadeyle yüzüme baktı.

-Bundan sonra üzülmek yok,aptal olmak yok,ağlamak,sızlamak yok. Ona öyle bir oyun oynayacağım ki beni aptal yerine koymanın bedelini ödeyecek!

Naz,çok kararlı görünüyordu. Demek ihanet insanı böyle yapıyordu. Naz gözümün içine dik dik bakıyordu. Birşey mi isteyecekti benden?

-Neden öyle bakıyorsun naz?

-Sen de bana yardım et. Beraber yapalım bu oyunu. Lütfen,lütfen,lütfen...

Böyle bir oyunun içinde olmak normalde beni tedirgin ederdi ama o benim en yakın arkadaşımdı. Onun için herşeyi yapardım.

-Kabul,varım!

                            💦💦💦

Nazla birbirimize sarılıp gülüştük. Öğretmen,sınıfa girmiş bize dik dik baktı. Biz de kendimizi düzeltip derse konsantrasyon olmaya karar verdik.

Neyse ki ders edebiyattı. Hocanın ağzından çıkan her kelimeyi dinlemeye başladım. Notlarımı kontrol ettim derken ders bitmişti.

Nazla planımızı kurmak için cafenin yolunu tuttuk.

MEFTUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin