Vedalaşmalar

18 3 0
                                    

Ertesi gün büyük otobüs Altın Domuz Oteli'nin kapısının önünde duruyordu. Miss Marple aşağıya inmiş yolculukta tanıştığı kişilerle vedalaşıyordu. Geraldine Riseley-Porter ise çok öfkeliydi. "Yani şu zamane kızları! Ne kanları var, ne canları."

Miss Marple, merakla kadına baktı. "Ne oldu?"

"Yeğenim Joanna. Hasta olduğunu söyledi. Boğazı ağrıyormuş, neredeyse ateşi çıkacakmış. Halbuki bana hiç de hasta gibi gözükmedi."

Miss Marple, "Vah vah," dedi. "Yapabileceğim bir şey var mı? Ben kendisine bir bakayım isterseniz?"

Geraldine Riseley-Porter, homurdandı. "Ben sizin yerinizde olsam onun yanına gitmem bile... Bana kalırsa bahane bu... Şimdiki kızlar da pek acayip... Hemen âşık oluveriyorlar."

Miss Marple, mırıldadı. "Emlyn Price?"

"Demek durumu siz de fark ettiniz. Joanna'nın onunla flört ettiğini sanıyorum. Halbuki Emlyn hiç de hoşuma gitmiyor..." İçini çekti. "Ben şimdi ne yapacağım? Bana kim bakacak? Eşyalarımı kim toplayacak? Bavullarıma kim göz kulak olacak? Üstelik Joanna'nın yol parasını ben verdim." "O sizinle içtenlikle ilgileniyordu."

"Ama son günlerde değil. Kızlar, orta yaşa gelen bir insanın biraz yardıma ihtiyacı olduğunu bir türlü anlayamıyorlar... Zannedersem Joanna, Emlyn'le bir yeri gidip görmek niyetinde. Buradan on kilometre uzakta bir dağ bu sanırım. Oraya kadar yürüyerek gidecek ve yine yürüye yürüye dönecekler."

Miss Marple, "Fakat Joanna'nın boğazı ağrıdığına göre..." diye mırıldandı. Geraldine Riseley-Porter, "Bakın görürsünüz," dedi. "Otobüs kalkar kalkmaz, Joanna'nın boğaz ağrısı da geçecek. Ateşi de düşecek. Ah artık otobüse binmem lazım. Görüşmek üzere, Miss Marple. Sizfnle tanıştığım için çok memnunum. Bizimle gelmeyiceğiniz için de üzülüyorum."

Miss Marple, "Buna ben de üzülüyorum," diye cevap verdi. "Ama ben sizin kadar genç ve canlı değilim. Bütün olanlardan sonra yirmi dört saat kadar dinlenmem iyi olur."

"İlerde görüşeceğimizi umarım." El sıkıştılar. Geraldine Risley-Porter otobüse bindi.

Biri Miss Marple'ın arkasından usulca, "Güle güle, güle güle, dedi. "Neyse senden de kurtulduk."

Yaşlı kadın döndü. Emlyn Price orada durmuş gülümsüyordu Miss Marple, "Bu Bayan Riseley-Porter'a mıydı?" diye sordu. "Evet... Başka kim olabilir?"

"Joanna'nın hasta olduğunu duydum. Çok üzüldüm."

Emlyn Price, yine güldü. "Otobüs gözden kaybolur kaybolmaz o da iyileşir." "Aaa! Yani..."

Emlyn Price, "Evet," dedi. "Joanna halasından iyice sıkıldı artık. Kadın durmadan ona emir veriyordu."

"O halde siz de otobüsle gitmiyorsunuz?" "Hayır. Ben birkaç gün burada kalacağım. Etrafı dolaşacak ve yürüyüş yapacağım. Bana öyle öfkeli öfkeli bakmayın, Miss Marple. Aslında siz öyle aksi bir kadın değilsiniz."

Yaşlı kadın, "Benim gençliğimde de böyle şeyler olurdu," diye mırıldandı. "Tabii bizler başka bahane uydururduk... Ve ayrıca sizin kadar başarılı da olamazdık." O sırada Albay Walker'la karısı otelden çıkarak Miss Marple'ın elini sıktılar. Sonra da Bayan Sandbourne'un. Otobüs kalırken Miss Marple, otelin kapısında duran Profesör Wanstead'ın yolculara el salladığını fark etti. Dönerek adamın yanına gitti. "Sizinle konuşmam lazım. Kimsenin bizi dinleyemeyeceği bir yere gidebilir miyiz?"

"Geçen günkü yere ne dersiniz?"

"O veranda fena değildi..." Otelin köşesini döndüler. Uzaklaşmakta olan otobüsün kornası duyuldu.

Ölüm MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin