Esther Walters

53 4 1
                                    

Esther Anderson mağazadan çıkarak arabasını park ettiği yere doğru yürüdü. Son zamanlarda otomobil kullanmak da güçleşti, diye düşünüyordu. Park yeri bulmak zorlaştı. Hafifçe topallayarak kendisine doğru gelen yaşlı bir kadınla çarpıştılar. Esther özür dilerken, diğeri hayret ve sevinçle bağırdı.

"Aaa! Siz Bayan Walters değil misiniz? Bayan Esther Walters? Herhalde beni hatırlamıyorsunuz. Ben Jane Marple'ım. St. Honore Adası'ndaki otelde tanışmıştık. Aradan epey zaman geçti. Hemen hemen bir buçuk yıl." "Miss Marple? Aaa! Sizi tabii hatırlıyorum. Gerçekten güzelbir tesadüf bu." "Sizi gördüğüme çok sevindim. İlerde bir yerde arkadaşlarımla yemek yiyeceğim. Fakat daha sonra tekrar Alton'dan geçeceğim. Bu akşamüzeri evde misiniz? Sizinle konuşmayı çok isterdim. İnsan eski dostlarını görünce seviniyor." "Gerçekten öyle... Üçten sonra istediğiniz zaman gelebilirsiniz." Saati kararlaştırdılar. Esther, tekrar arabasına doğru giderken kendi kendine gülüyordu. "İhtiyar Jane Marple... Çok garip bir tesadüf... Ben onun çoktan öldüğünü sanıyordum."

Miss Marple, Winslow Villası'nın zilini tam üç buçukta çaldı. Kapıyı ona Esther açtı ve yaşlı kadını misafir odasına götürdü. Miss Marple, telaşlı tavırla bir koltuğa oturdu. Bu rastlantıya çok şaşırmış gibi bir hali vardı. Halbuki aslında her şey istediği gibi olmuştu.

Esther'a, "Sizi tekrar görmek çok hoşuma gitti," dedi. "Hoş bir tesadüf oldu bu. İnsan biriyle karşılaşacağını umuyor. Bunu biliyor. Fakat böyle bir rastlantı olunca da şaşırıp kalıyor."

Esther, "Ve, 'Dünya çok küçük,' diyor değil mi?" diye cevap verdi.

"Evet, öyle. Ama bence bu söz doğru. İnsana dünya çok büyükmüş gibi geliyor... Yani... Karayipler neresi, burası neresi? Ama tabii sizinle herhangi bir yerde karşılaşabilirdik. Mesela Londra'da, bir mağazada. Veya bir istasyonda... Ya da otobüste..."

Esther, başını salladı. "Doğru... Sizi çok iyi gördüm, Miss Marple."

"Ben de size aynı şeyi söyleyecektim, yavrum. Sizin bu taraflarda oturduğunuzu bilmiyordum."

"Buraya kısa bir zaman önce yerleştim. Yani evlendikten hemen sonra." "Aaa! Evlendiğinizden hiç haberim yoktu! Ne hoş. Herhalde gazetede haberi görmedim. Halbuki o sütunu da dikkatle okurum."

Esther, "Ben evleneli beş ay oldu," dedi. "Artık soyadım Anderson." Miss Marple, mırıldandı. "Bayan Anderson. Evet, bu adı hatırlamaya çalışmalıyım." Bir taraftan da, kocasını sormam lazım, diye düşünüyordu. Bunu yapmazsam şüphelenebilir. Sonuçta herkes benim gibi hiç evlenmemiş hanımların fazla meraklı olduğunu bilir. Genç kadına gülümsedi. "Kocanızın mesleği ne yavrum?"

"Mühendis." Esther, bir an tereddütle durakladı. "Kocam benden biraz küçük." Miss Marple, hemen, "Daha iyi ya," diye bağırdı. "Çok daha iyi. Zira son zamanlarda erkekler kadınlardan daha çabuk yaşlanmaya başladılar. Belki de bunun sebebi çok çalışmaları ve fazla endişeli olmaları. Tabii ondan sonra da tansiyonları çıkıyor ya da düşüyor. Veya kalp problemi çıkıyor. Sonra çoğunda mide ülseri de oluyor. Halbuki biz kadınlar onlar kadar endişelenmiyoruz. Bence biz daha dayanıklıyız."

Esther, başını salladı. "Belki..." Yaşlı kadına bakarak gülümsedi.

Miss Marple'ın içi rahatladı. Esther'i son defa gördüğü zaman genç kadın ona kendisinden çok nefret ediyormuş gibi bakmıştı. Herhalde o anda Miss Marple'a karşı büyük bir kin de duymuştu. Fakat şimdi... bu yaşlı hanıma biraz minnet de duyuyordu. Hatta belki de, Miss Marple olmasaydı, şu anda ben de bir mezarda yatıyor olacaktım, diye düşünüyordu. "Hem sağlıklı, hem neşeli bir haliniz var." "Sizin de Miss Marple."

Ölüm MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin