1. Bölüm

2.5K 91 119
                                    

Kitabı okumaya başladığınız tarihi yazarmısınız(10.08.2019)❤️😘🙏

Tekrar saate baktım 15.15 geç kaldım!
İnşallah varmamıştır eve. Eve varınca koşarak odama çıkıp aşağı izlemeye başladım. Okul dağılmaya başlamıştı. Evimizin önünden 1 veya 2 kişi anca geçiyordu. Parde kapalı olduğu için ve 3. Katta olduğumuz için gelen geçen beni görmüyordu. Biraz daha camın önünde onu beklemeye devam ederken gözüme siyah deri ceketiyle o çarptı. Geçen gün almıştı bunu. Kalbimin ağzımda atması, farkında olmadığım tebessüm ve vicudumdaki rahatlama hissi çok farklıydı. 'Allahım bukadar sevmek günah mı?' Evet saçmalamamda da başladığına göre kendime dur diyebilirim. Tekrar o tarafa bakınca arkadaşlarıyla vedalaşıp apartmana girdi.

Samet benim karşı komşumdu. Aynı zamanda annelerimiz kardeş denilebilecek seviyede yakındı. Çocukluktan beri tanışıyorduk. Ama 11 yaşından sonra koptuk. Ailem benim daha iyi bi eğitim almam için 9 sınıfa kadar olan bu süreci Almanya'da okumamı istemişlerdi. Lise başladığında geri döndüm ama Almanya işe yaramamıştı. Sonuç meslek lisesi. Samet te meslek lisesine gidiyor. Lise başladığından beri neredeyse hiç konuşmadık. Karşı karşıya gelsekte ağzımızdan bir kelime çıkmadı. Acaba benim onu sevdiğimi biliyor da kendisinden uzak mı tutmaya çalışıyordu.

Her pazartesi koşarak eve gelirim ve bu camın önüne geçip onu görmek için beklemeye başlarım. Biz pazartesi günleri onlardan 1 saat erken çıkıyoruz ama diğer günler aynı saatte çıkıyoruz. Ter fark benim okulumun uzak olmasıydı.

Apartmanımızın önünde sadece bir sokak vardı. Buralar genellikle ıssız yerlerdi. Onlarda 3. Katta oturuyorladı. Sametin balkonuyla benim balkonum karşı karşıya olması hayattaki en büyük şansım. Tam camın önünden gidecekken sametin perdesinin açık olduğunu gördüm. Samet görüş açıma gelince tekrar kalbim ağrımaya başladı. Çantasını yere atıp dericeketini çıkardı. Bir çırpıda üstündeki tişörtten kurtulup kendisini yatağa attı. Gözlerim faltşı gibi açılırken bi onun boynundaki asker kolyesine bir de kendi boynumdaki kendi asker kolyeme baktım. Zevklerimiz aynıydı neredeyse. Daha fazla bu manzaraya bakarsam ölebileceğimi garanti vererekten odaları gezmeye başladım. Annem yoktu. Telefonumun çalmasıyla cebimden çıkardım.

"Alo Sema"

"Neredesin anne?"

"Kızım hani bugün pazartesi ya bi pazara çıkayım dedim. Bide Sema Ayça teyzni arayıp sorsana istediği bişi varmı?" - Sametin annesi- Ayça teyzem geçen gün ayağını kırmıştı. Bir kaç hafta boyunca ayağı alçıda olduğu için dışarıya çıkamayacaktı.

"Ama anne benim konturum dün bitti. Sen arasana"

"E kızım o zaman evine git. İki adımlık yer üşenmiyeceksin değil mi? Hem burası çok kalabalık senin sesin zor geliyor. " içimi bir heyecan kaplarken cevap verdim

"T- tamam" kahretsin kekelemiştim. Anlamaması için hemen bişi uydurmalıyım. Ya da olayı çok büyütüyorum. "A- anne s- sesin kesiliyor. Kapatıyorum hadi bayyy" derin bir oh çekip hemen üstümü giyinmeye koyuldum.

Beyaz bi tişört ve siyah bi pantolon giyip evden çıktım. Onların apartmanına girip kendimi sakinleştirmeye çalıştım ama olmuyor! Kapılarının önüne gelip derin bir nefes aldım. Tam kapıyı çalacakken önüme sadece şortuya Samet çıktı. Elinde çöp vardı. Beni görünce gözlerini açıp bana öylece baktı. Gözlerim onu süzmeye başladığında avuçlarıma gözlerimi kapattım.

"Ş-şey Sema" İsmin ağzında çok güzeldi. Ve sırıttığı belli oluyordu konuşmasından. Kalbim ağırlaşırken başım döndü. Bi iki adım sendeleyince belime sarılan ellerle, ellerimin altındaki çıplak omuzlarını hissetmem gözlerimin şok olmuşçasına açılmasına sebep oldu. Kim bilir yüzüm şimdi ne haldedir. Zaten açık tenli birisiyim yüzüm kesin domates gibi olmuştur. Hemen toparlanıp arkamı döndüm.

Karşılıklı  Platonik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin