4. Bölüm

1K 68 28
                                    

  Evvvet arkadaşlar. Nasılsınız? Bölümleri yetiştirmeye çalışıyorum. Gecikiyor maalesef 😔 Sil yaz sil yaz..
Sizlere güzel bölümler sunmak için çabalıyorum. Multimediada 'karşısına aniden çıkan Sametle, Sema ' 😁😁😁

Ben gözlerimi diğer elimle sıkıca kapatırken kapının kilit sesiyle neden olduğunu bilmediğim panik bedenimi sardı. "Iıı... Samet ben yemeği üstünde unuttum bi bakıp geleyim" dedim ve hızla mutfağa koştum. Elim çarpan havayla dahada yandı. Aslında ocakta yemek yoktu ama anneler bizi öyle görmemeliydi.

Kapının kapanmasıyla annem "biz geldik" diye seslendi. Onlar oturma odasına geçerken ben de yanlarına gittim.

Samet yine aynı yerine geçmiş telefonla uğraşıyordu. Annemler gelince kalktı ve onun yerine Ayça teyze uzandı. Hala ağrısı vardı galiba. Yüz ifadesinden anlaşılabiliyordu.

"Zeynep teyze ne oldu?"

"Annen yine kaslarını zedelenmiş. Ağrısı olacak bu akşam. Doktor krem yazdı. Alçıya da almadı. Ağrısı olduğunda kremle masaj yapacaz. He bide Sema sen evden rahat bişiler getir. Bu gece burdayız" bir kaç saniye afallasam da hemen toparladım. Elimi annemden saklamaya çalışıyordum. Ama hava aldığı için yanıyordu.

"Sema bi gelsene geçen bi teste hata yapmıştım senin kimyan iyi hazır aklıma gelmişken baksana diyip odasına yol aldı." Annem Ayça teyzeyle konuşuyorken bende odadan çıktım.

Koridor karanlıktı odasına gitti ama odanın ışığı açık değildi. Titrek adımlarla odasına giderken ışık açıldı.

Elim gerçekten çok acıyordu. Mikrop kapanmıştır umarım.

Odaya girince Samet bi miktar gazlı bezin üstüne batikonu doküyordu. "Gel otur" diyip yatağının üstüne oturduk. O elimle uğraşırken ben o görmeden yüzünü inceliyordum. Dokunduğu ellerim alev alıyordu resmen. "Bitti" diyince elime baktım. Oha ne ara bitirmişti.

Samet kendi elindeki sarıyı çözerken konuşmaya başladı "Sen içeri git ist-" nereden geldiğini bilmediğim cesaretle dayanamayıp ellerini ellerimin arasına aldım.

"Ben pansuman yapayım"

"Ya kanıyorsa. Boşver sen"

"Bi iki damlaya dayanırım dimi" dedim ve sargısını çözmeye başladım. Evet biraz kanamıştı ama çok değildi. Beze batikonu sürüp eline . Eli hep yara olmuştu. "Naptın eline?" dedim gözümü elinden çekmeden.

"Yok bişi ya" diyip geçiştirdi. Sargı beziyle sarıp yapıştırdım. Kafamı kaldırdığında beni izliyordu. Utanarak başımı öne eydim ve içeri gitmek için ayağı kalktım. "Şey... Teşekkür ederim" diyip gülümsedi.

"Bende" diyip hızla içeri gittim.

He Sema, bende nedir Allah aşkına ya! Kendime sitem edip içeri girdim annem yoktu. Mutfağa bakınca orda yemeği tabaklara dolduruyordu.

"Sema sen iki dakika git eve söyleyeceğim şeyleri al gel"

"tamam" annemden isteklerini de alıp eve gittim. Geri Ayça teyzelere gidince. Herkes masaya oturmaya başlamıştı. Çabucak yemek yiyip bulaşıkları makineye yerleştirmeye başladım.

Sanki yanında durdukça kalbim alışıyordu dememle yanımda Sameti görmem bir oldu. Kalbim deli gibi atmaya başladı. Az önce dediğim sözün yanına 'aniden karşıma çıkması dışında' sözünü de ekledim.

   Yine buzdolabına kendi şişesini alıp kafasına dikti. İçeri gidince derin bi oh çektim.

   İşim bitince bende içeri gittim. Annemler çay içip sohbet ediyorlardı. Samet tekli koltukta telefonuyla uğraşıyordu. Ayça teyzeminde ayağı ara ara sızlıyordu.

Karşılıklı  Platonik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin