1.7 ▪ i'm cold

2.2K 256 278
                                    

"Bana hiçbir şey söylemedin Taehyung." Suçluluk içeren bakışları üzerimde dolaştı. "Senden nefret ediyorum."

"Yalancı. Benden nefret etmiyorsun."

Karakoldan çıktıktan sonra -nasıl bu kadar sorunsuz çıktık, hiçbir fikrim yok- konakladığımız boş inşaata gelmiştik. Akşam oluyordu ve yaklaşık 2 saat sonra o çok bayıldığımız yakamoz manzarasını seyredebilecektik. Taehyung'a çok kızgındım, ona en çok yardım etmeye çalışan kişi ben olmama rağmen bana bildiği hiçbir şeyi anlatmamıştı.

Soğuk bir esinti tenimi sıyırdı. "Hayır, şu an gerçekten ediyorum." Bunu söylemem üzerine derin bir nefes verdi ve bakışlarını gözlerime sabitledi.

"Et o zaman. Dizlerine başımı koyabilir miyim?" Dedi kısa bir sessizlikten sonra. Sert bakışlarım onu buldu. Ona baktıkça yumuşuyordum, ama bunu istemediğimden hemen ona bakmayı bıraktım.

"Koyamazsın."

"Neden?"

"Çünkü senden nefret ediyorum." Huzursuz bir biçimde kaşlarını çattı ve saçlarını karıştırdı. Ofladıktan sonra terasın betonuna uzanıp gözlerini kapattı. Beton soğuktu. Orada uyursa hasta olabilirdi.

"Ne yapıyorsun, salak çocuk?" diye sordum umursamaz görünmeye çalışarak. Gözünü açmadı ve dizlerini karnına çekerek cenin pozisyonu aldı. Bir kediyi andırıyordu yatışı.

"Uyuyorum. Burada, tam bu dondurucu derecede soğuk betonun üzerinde." Gözünü açtı ve tepkimi kontrol etti. "Zaten beni dizlerine yatırmak isteyen birisi de yok."

Histerik bir kahkaha attım. "Donarak öl orada." Onu üşürken görmek istemediğim için inşaatın içine girdim. Isaac henüz gelmemişti belli ki.

Mutfak bölümüne gidip bir şeyler atıştıracaktım ki, odanın bir köşesine kıvrılmış yün battaniye dikkatimi çekti. Ne kadar kendime engel olmaya çalışsam da battaniyeyi aldım ve terasa çıktım. Taehyung'un düzenli nefeslerini işittiğimde şok oldum. Cidden bu soğukta uyuyabilmişti.

Battanayiyeyi üzerine örterken dudağının kenarına ilişmiş şeytani gülümseme dikkatimi çekti. Hemen ardından güler bakışlarla gözlerini açtı. Üzerini örterken yakalanmıştım!

"Ne yapıyorsun?" Dedi eğlendiğini belli eden sesiyle. Neden bilmiyorum, utanmıştım ve kızarıyordum. Taehyung'a aşıktım. Onun acı çekmesini elbette istemezdim, ama kısa bir süre de olsa onun başka şekilde düşünmesi işime gelirdi.

"Ü-Üşüme diye, şey, battaniyeyi yolda gelirken buldum ziyan-" Doğrudan gözlerimin içine bakıyordu ve bu soğukta bedenimin cehennem gibi yanmasına sebep oluyordu.

Bir anda üzerindeki battaniyeyi kenara fırlattı, ve beni kolumdan tutup yanına çekti. Soğuk beton bedenime temas edince irkilsem de şaşkınlıktan bir şey yapamadım. Kolları bedenimi sardı, burnunu boynuma gömdü. Dudaklarım onun karamel kokan sarı saçlarına temas ediyordu.

"Üşüyorum, Jeongguk." deminki eğlenen halinden eser kalmamıştı. "Çok üşüyorum. Öyle çok üşüyorum ki, damarlarım bile titriyor." Derinden gelen ses tonu tüylerimi diken diken etmişti. "Öyle çok üşüyorum ki, senin sıcaklığına muhtacım. O güzel kalbinin, öpülesi zihninin duvarlarında hapsolmak istiyorum. Başka türlü daha çok üşürüm. Beni bırakmayacağını biliyorum, çünkü benim buzlarım olmasa kendi ateşinle yanarsın sen."

Her konuştuğunda kulağıma ve boynuma temas eden kavurucu nefesi huylanmama neden oluyordu.

"Cehennemime kar yağdırıyorsun, Taehyung." dedim gözlerimin yavaş yavaş dolduğunu hissederek. "Senin yanındayken ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, ateşimle kalmalı mıyım yoksa buzlarına ayak mı uydurmalıyım, bilmiyorum. Kafam allak bullak oluyor."  Başını boynumdan kaldırdı ve siyah gözbandı görüş alanıma girdi. Diğer gözüyle gözlerime bakıyor, o anlamsız ama deli gibi anlamlı Kim Taehyung bakışını atıyordu.

ice cream | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin