1.6 ▪ insane

2K 248 190
                                    

"Onu bunu bırakın da," dedi çatılı kaşlarıyla sigarasını yakmaya çalışarak. Dudaklarının arasındaki sigaradan dolayı söylediği kelimeler yayık yayıktı. "Neden bize gerçek Seoul Terminatörü'nün, anlarsınız ya, kim olduğunu söylemiyorsunuz?" Bir nefes çekti ve sigarasını parmakları arasına aldı. Çektiği nefesi dumanlar eşliğinde bırakırken "Hım?" diyerek sorusunu tekrar etti.

Şu an ne sikim oluyordu bilmiyordum, ancak Taehyung'un dudaklarında yer edinmiş şeytani kıvrılış pek hoş şeyler ifade etmiyordu.

▪▪▪

Savcı Park istifini bozmadan "Duruşma sırasında sigara içemezsiniz." dedi. Demin ne ile suçlandığının farkında mıydı?

İzleyicilerin fısıltıları salonda bir uğultu oluşmasına sebep oluyordu. Hakim Kim yaşananlara hiçbir şekilde tepki vermiyor, Lucert ise ölümcül bakışlarını Taehyung'a yolluyordu.

"Neden içemesin?" dedi Isaac keyifli bir ifadeyle. Savcı Park dudaklarını birbirine bastırdı.

"Kurallar gereği duruşma sırasında sigara içemez."

"Ah, öyle mi?" Taehyung elindeki sigaradan bir nefes daha çekip yere attı. "O çok uyduğunuz kurallarınızda hakime rüşvet vermenin yasak olduğu ve yalancı şahitliğin suç olduğu falan, ne bileyim, yazmıyor mu?" İzleyiciler nefesini tuttuğunda Hakim Kim'in elleri titriyordu.

Taehyung her şeyi biliyordu.

Ve bana hiçbir şeyden bahsetmemişti.

"Sizce," ayağa kalktı ve kürsüsünden çıktı. "Seoul Terminatörü'nün beni Jeongguk ile tehdit ettiğinde Jeongguk'u kovmam gerekmesi, o gece tamamen tesadüfi bir şekilde Lucert itinin sarhoş Jeongguk'tan..." gözleri gözlerimi buldu ve kararsız bir şekilde bana baktı. "Şey, sarhoş Jeongguk'la karşılaşması ilginç değil mi?"

Sarhoş Jeongguk'tan faydalanması, diyecekti ki kendini son anda durdurdu.

Lucert hiddetle ayağa kalktı. "Ne ima etmeye çalışıyorsun Taehyung?" Sesi sakindi ama yaptığı vurguda bir iğneleme vardı.

Taehyung, başını hafifçe sağa eğdi. Yüzünde arsız bir oğlan çocuğunun sırıtışı vardı, ki iyi şeyler ifade etmiyordu bu. "Yani, nasıl söylesem ki? Küçük erkek kardeşinin mutluluğunu kıskanmadın mı Daomin Lucert?" Yüzüne sahte bir şaşkınlık ifadesi yerleştirdi. "Ah, yoksa Kim Sumin mi demeliydim?"

Başımdan aşağıya kaynar sular döküldüğünü hissettim.

Lucert, Taehyung'un abisi miydi?

Katil, Lucert olabilir miydi?

"Abinim diye katil mi oldum?" dedi Lucert keyiften yoksun bir gülümsemeyle. "Seoul Terminatörü bensem bile, ne yapabilirsin ki? Elinde hiç kanıt var mı?"

Baştan beri sessiz kalan Isaac yüzüne alaycı bir ifade yerleştirdi. Bu ufak, çok ufak tepkiyi farkeden tek kişi bendim sanırım.

"Kızlar, kavga etmeye gerek yok." Isaac'in sesi salonda yankılandığında tüm gözler ona döndü. "Kardeş kavgası izlemeyi çok severim aslında, ancak bir randevuya geç kalıyoruz. Gidelim Taecik." Taehyung'un bileğindeki kelepçeler yere düştüğünde dehşetle ona baktım. Baştan beri kelepçeliymiş rolü yapıyordu.

O sırada kapı kırıldı ve içeriye yaklaşık 50 tane maskeli adam girdi, ellerindeki silahları salondakilere doğrulttular. Etrafta yankılanan belli belirsiz alarm sesi kaşlarımı çatmama sebep olurken, giren 50 adamın oluşturduğu karışıklıktan yararlanan Taehyung'un ve Isaac'in tüydüğünü farkettim. Memurlar, maskelileri durdurmak için ateş ediyordu. Etrafta silah sesleri yankılanırken birkaç sivilin vurulduğunu gördüm. 3 kişi özellikle benim önümde duruyor, vurulmama engel olmaya çalışıyordu. Pekala, maskeliler Isaac'in adamlarıydı.

ice cream | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin