8.Bölüm (Kurtarıcı Olmak)

252 36 62
                                    

GRAY

Rufus olmasaydı çoktan üstüne atlamış olacağım abisi hala boş boş konuşmaya devam ediyordu bir türlü sinir kat sayımı yerinde bırakmayarak.

"Senden zor bir şey istemiyorum, üstelik bu fırsat bir daha ayağına gelmez." Gülümseyerek "Senin yerinde olmaya can atan bir ton kadın var etrafta." dedikten sonra "Az aklını çalıştır!" diyerek bağırmıştı zaten hala şokta olan güzel sarışına.

"Savaştan geri döner dönmez ilgisini çeken ilk kadın sen oldun." Bu durumdan zevk alıyor gibiydi lanet olası herif. "İmparatoriçe olabilirsin kardeşim, tüm Roma ayaklarının altında olabilir."

"Tüm Roma'yı ayaklarımın altında falan istemiyorum ben." Bıkkın bir iç çekişten sonra "Hadi ama Luce." demişti. "Karısını ona bir varis veremediği için sürmüşken bu fırsatı tepemezsin."

Bu yeni bir şokken elini Lucy'nin karnına koyup "Çünkü ben senin ona bir varis verebileceğinden eminim." demişti. "Ama ne yazık ki o büyüyene kadar işlerle ben ilgilenmek zorunda kalacağım."

Bir de utanmadan o iğrenç heriften çocuk yapmasını mı istiyordu? Bu açık açık kardeşini satmak demek değil miydi yönetim için?! Güç aşkına bu kadar da düşmek tam anlamıyla öldürülmeyi hak eden bir tavırdı ama çok sevgili arkadaşım Rufus bana bir türlü izin vermiyordu.

İstediği şey ona bir yükmüş ve çok yorucu bir işmiş gibi yaparak "Bir imparatorluk yönetmek eminim çok zor bir iştir." demişti. "Ama senin ve sevgili yeğenim için katlanacağım artık."

Öfkeyle tane tane konuşarak "Ben kimsenin çocuğunu doğurmayacağım." diyen Lucy'e gidip sarılmak istiyordum, ona sarılıp her şeyin yolunda olduğunu söylemek ve onu tüm endişelerinden kurtarmak istiyordum ama bunun yerine yapabildiğim tek şey Rufus'un beni sakinleştirmeye çalışmasını dinlemekti.

"Sana fikrini soran olmadı sevgili kardeşim." Lucy'nin donuklaşan gözlerini eski parlaklığına geri getirmekten başka bir şey düşünemiyordum ben. Abisi ise tam tersi için uğraşıyordu. "O yüzden bu gece bu işi berbat etmesen iyi olur."

Onunla olan konuşmasını bitirince bize doğru gelip cebinden çıkardığı altın torbalarını Rufus'a uzatmıştı. Lyon "Bu nedir?" diye sorduğunda omuz silkip "Yeni falan mısınız siz?" demişti pişkince. "Sus payı işte."

"Aah..." Kafasını salladı Lyon ellerini beline koyarak. Abi bozuntusu bu kez "Konuştuklarımızı başka bir yerden duyarsam..."  diyip kelle kesme işareti yapmıştı. Bu duruma tepki vermeyip keseyi alırken "Anlıyorum, anlıyorum." demişti yüzünde bir tebessümle Rufus beni şaşırtarak.

Ben ise bu sahte iyi niyet gösterisine katlanamıyordum ve öne atılmak üzereydim, ciddi anlamda o adamın kafasını boynundan ayırmayı planlıyordum ki ne olduğunu bile anlamadan onun Rufus'un vuruşuyla yere yığıldığını gördüm.

Elini sallarken "Şu sinir bölgelerini hatırlamak da ne zor iş." demişti huysuzca. "Uyandığında küçük bir amnezi yaşaycak ne yazık ki."

Lyon göz devirip "Hafıza kaybı desene sen şuna." dediğinde karşı çıkmıştı Rufus. "Benden asil zihnimin güzelce hatırladığı geniş kelime dağarcığımı yok saymamı mı istiyorsun?" Düşünür gibi yaptıktan sonra gülmüştü. "Aah, hiç sanmıyorum."

"Bir dakika..." Şoku atlatınca "Ne?!" diyerek tepki göstermiştim bu duruma. "Ne mi? Ne demek ne?" Göz devirdi Rufus. "O konuşmalardan sonra onun bu güzel kadınla burdan uzaklaşmasına izin verecek değildik herhalde."

Kafasını iki yana sallayıp "Sana yakıştıramadım, yakıştıramadım." dedikten sonra hala şaşkın olan bakışlarımı düzeltmek için alnıma bir fiske atmıştı.

Gladyatör'ün KarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin