dokuz- bu günü mü bekledin?

204 19 37
                                    

Sabah çalan alarm ile ilkilmiştim. Gözlerimi yavaşça aralarken doğrulmaya başladım. Jongin etrafta gözükmüyordu. Sabah erkenden kalkıp odasına gitmiş olabilir diye düşündüm. Nede olsa birinin bizi bu şekilde görmelerini istemezdi.

Yavaşça yatağımdan ayaklanıp üstümü giyinmem için dolabıma doğru yöneldim. Kısa bir süre sonra kıyafetlerimi giyinip saçlarıma küçük bir şekil verdim ve aynada kendime bir bakış atıp odadan çıktım. Uzun koridorda tek başıma ilerlerken gördüğüm rüyanın aklıma gelmesiyle kalakaldım. Saçma sapan bir şekilde rüyamda hyun bi'ni görmüştüm.

Senin ne işin var burada?! Sinirle soluyan hyun bi ile göz göze gelmiştim. Bana doğru yaklaştı ve yakamdan tuttu. "Seni şerefsiz! Beni kandırabileceğini sandın öyle değil mi? Ama bu kadar kolay olmuyacak malesef. Sana bu dünyayı zindan edeceğim!

Küçük bir afallamadan sonra elimle başımı ovaladım. Ve yürumeye devam ettim. Rüya en can alıcı bir yerde bitmişti sanki. Sevdiğin bir diziyi izlerken ana kahramanın başına bir şey gelmesi ve dizinin oracıkta bitmesi gibiydi. Kafamı bu saçma benzetmeler ile doldururken ana hole geldiğimi fark etmiştim.

İlk olarak Jonginin odasına uğramamın gerektiğini düşünüp merdivenlere doğru yöneldim. Basamakları çıkmaya başlarken gelen ses beni korkutmuştu. "Sana ne dedim ben?! Küçüklüğünden beri bunu yapıyorsun ve şimdi çıkıp ben bunu yapamam diyorsun öyle mi! Seni tekrar bodruma mı götürmemi istiyorsun?!

Bu amcasının sesiydi. Tanrı aşkına neler oluyor?! Kime bağırıyor böyle? Seslerini duymak için sesin geldiğini yöne doğru ilerledim. Amcası yine çıldırmış olmalı. Biraz daha yaklaştıktan sonra ağlama sesi işittim. Biri fena hâlde ağlıyordu. Hıçkırıklarını işitebiliyordum. Donuk bir şekilde olayları kavramaya çalışıyordum.

"Özür dilerim. Lütfen beni oraya götürmeyin."

Bu Jongindi! Tanrım neden ağlıyordu ve neden amcası onu öyle azarlıyordu?! İçeri girip amcasını öldürmek istiyordum. Ama sadece yapabildiğim orada kendi kendime sinir küpü olabilmiş olmamdı. Sinirden elim ayağım birbirine dolanmıştı. Jongin ve amcasının arasında neler oluyor? Ağzımı elimle kapattım ve ağlamamı durdurmaya çalıştım.Bir süre içeriden ses gelmemişti. Bende koşarak oradan ayrıldım. Ve Jonginin odasına gittim. Şok olmuştum sanki biri tüm kanlarımı çekmiş gibiydi.

Odaya geldikten sonra kapıyı kapattım. Ve yere çömeldim ve ellerimi başımın arasına aldım. Bir süre orada öylece oturup sakinleşmeye çalıştım. Kimsenin beni böyle görmesini istemiyordum. Uzun zaman sonra kapının zorlandığını fark ettim.

"Bu siktiğimin kapısı niye açılmıyor!"
Kapı daha fazla zorlanıyordu. Gelen kişinin Jongin olduğunu anlamıştım. Birden ayaklandım yaşlı gözlerimi sildim ve kapının önünden ayrıldım.  Jongin zorlamasını devam ettirirken benim kalkmamla odaya dalmıştı. Birden karşısında beni görünce şaşırmıştı ve gözleri açılmıştı.

"Sehun? Sen miydin ne işin vardı burada?"

Gözleri şişmişti. Dudağın kenarı patlamıştı. Halsiz gözüküyordu. Enkazdan fırlamış gibiydi. Saçları dağılmıştı ve gözlerini kapatmıştı. Onu karşımda görünce ne yapacağımı bilemedim. Jongin donmuş bir şekilde beni izliyordu. Gözleri yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.

İçeri girip yavaşca kapıyı kapattı. Bense durmuş öylece onu izliyordum. Kendini bana döndürdü ve bana doğru yürümeye başladı. Öylece kala kalmış onu izliyordum. Yaklaştı ve bana sarıldı. Yağmurda ıslanan köpeğin bir yuva bulmuşcasına bana sokulmuştu. Burnunu çektiğini duymuştum. Omuzlarımda ağlıyordu. Sıkıca sarılmaya devam ediyordu. "Jongin iyi misin?" Tek sorabildigim soru buydu. Sırtını ovdum ve saçlarını okşadım. "Bana her şeyi anlatabilirsin. Her zaman yanında olduğumu bil." Jongin hâlen daha bana sarılmaya devam ederken omuzlarımda olan kafasını sallamıştı."Biliyorsun neler olduğunu. Biraz sarılayım nolur." Dediği şeyden sonra bende ağlamamı durduramadım ve ellerimle saçlarını okşadım. Bilmem ne kadar süre orada öylece kalakalmıştık. Onu kendimden çektim ve omuzlarını tuttum. Tam birşey diyecekken kapı çalmıştı. "Sehun biyere gitmen gerek. Mal alınacak erkeğe ihtiyacımız var."
Gelen ses ile sinirlenmeme engel olamamıştım. Jonginde bunu farketmiş olmalı ki bana kafasıyla onay verdi. "Sen git. Akşam konuşuruz."
"Yatma erkenden gelip konuşacağım bak." Tebessüm etti ve onayladı.

.....

Hava iyice soğumuştu. Üzerime birşey almadan çıkmıştım. Üstümdeki gömlekle kendimi sokakta kalmışlar gibi hissediyordum. Ellerimi göğsümde birleştirmiş koşar adımlarla benden istedikleri şeyleri almaya gidiyordum. Havanın soğuması ve kararması beni tedirgin ediyordu. Üstelik çok fazla uzağa gitmiştim. "Hay sikeyim baska birini bulamadınız mı?!" Kendi kendime küfür ederek yürümeye devam ediyordum.

Dedikleri yere ulaşmıştım. Evden çok uzaktaydı. Ağaçlık bir alandı. Esyaların bir kulübe içinde olacaklarıni söylemişlerdi. Fakat sikeyim hiç bi yerde o boktan klübe yoktu. Etrafıma bakmayı devam ettirirken gelen sesle affallamıştım. "Kim o? Kimse var mı? Yardım edebilir misiniz? Kaybolacağım sanırım."

Ağzıma geleni saymıştım. Biri kurtarsın lütfen beni buradan.Muhtaç bir şekilde bunları söylerken gelen ses dahada yakından duyuluyordu. Kendimi bir kaç adım geriye atınca omzumda bir el hissettim.

Bedenimi tutup beni savurmasıyla kendimi yerde bulmuştum. "Noluyor tanrı aşkına siz kimsiniz?!" Acıyla inlerken söyleyebildiğim tek şey buydu.

Bana yaklaşan adam önünde eğildi ve kafamı eliyle geriye itti. Karşımda duran Hyun bi'ni görünce öylece kaldım. Siktir.. bunun ne işi var burada

"Senin ne işin var burada?!" Sinirle soluyan hyun bi ile göz göze gelmiştim. Bana doğru yaklaştı ve yakamdan tuttu. "Seni şerefsiz! Beni kazandırabileceğini sandın öyle değil mi? Ama bu kadar kolay olmuyacak malesef . Sana bu dünyayı zindan edeceğim!"

Bu neydi şimdi?! Dejavu mu yaşıyorum yoksa rüyada mıyım? Yoksa biri benle fena hâlde oyun mu oynuyor?

"Ne istiyorsun benden? Yetmedi mi bize yaptıkların rahat bırak bizi artık!" Bunu dememle yüzüme bir tokat yedim. "Senin icabını adamlarıma bırakıyorum. Ondan sonra bakalım seni tekrar o eve alırlar mı bilemem. Seni oraya bir iş için gönderdim. Ve herşeyi boka çevirdin! Şimdide gebermelisin."

Yerden kalkmaya çalıştım bir hamle yapıp yakalarından tutacakken bir kaç adamın beni tuttuklarını gördüm. Karşıma durmuş pis pis sırıtıyordu. "Seni öldüreceğim pislik herif bana ve aileme yaptıklarını ödeteceğim!" Avazım çıkana kadar bağırmıştım. Damarlarımın fırladığını hissedebiliyordum. Tekrar sırıttı ve gözden kayboldu.

Sarsılmayla yanlarımda duran adamlara döndüm. "Bırakın sizde beni?! Derdiniz ne hem sizin bırakın ulan." Ben çırpınmaya çalışırken onlar kollarımı tutmuş  beni izliyordu. Zaman geçmeden biri beni yere fırlattı ve üzerime çıkıp yumruk atmaya başladı. Ellerinden kurtulmak için her şeyi deniyordum. Acıyla bağırıyor sesimi duyurmaya çalışıyordum. Biri benim kaçmamı durdurmaya çalışıyor öteki ise üzerime çıkmış beni yumrukluyordu. Bir kaç tane daha yumruk atıp üzerimden kalktı. Ben ise yerde çırpınıp duruyordum. Ağzıma gelen küfürleri onlara savunuyordum.

"Sikeyim sizi gücünüz anca beni dövmeye yetiyor zaten." Kafamdan akan kan dudaklarıma geliyordu. Az önce ben kaçmayayım diye tutan adam karnıma sertçe tekmeler atmaya başladı. "Kes sesini."
Acıyla inledim "Kesmessem nolur ha ne yapabilirsin?!"

Tekrar kuvetli bir tekme daha attı. Ve ardından peşpeşe tekmelerini devam ettirdi. Tekme atmayi bitirdikten sonra nefes nefese kalmıştı. Bana bir bakış attı ve uzaklaştı. "İşi bitti gidelim." Yanındaki adama bunu söyledikten sonra yanımdan ayrıldılar. Ölmemin daha iyi olacağını bile düşünmüştüm. Bedenim acıdan sızlıyordu. Her yerim planlanmış bir şekilde ağrımaya devam ediyordu.Bende zorda olsa ayaklanmaya çalıştım ellerimi karnıma koymuştum. Ani gelen mide bulantısı ile yere kusmaya başladım. Kan kusuyordum. Yüzüm acıdan sızlarken bedenim de iflas etmiş durumdaydı. Elimden hiçbir bok gelmemişti. Bir tane açılıp yumruk atamamıştım. Sinirden ağlamaya ve bağırmaya başladım. Başım dönüyordu haraket edecek durumda değildim tekrar yere yattım ve gökyüzünü izledim. Uykum geliyordu. Gözlerim kapanıyordu. Kendime engel olamıyordum. Üzerimde büyük bir uyku ve ağrı vardı. Gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.

...

...

İçime sinmeyen bir bölüm daha.. dövülme sahnesi yazma özürlüsüyüm yemin ederim andjandks bu bölümde sekai yok affedin beni. Umarım beğenirsiniz sizi seviyorum ♡ ve bu bölümü jamiedx aşkıma itaf ediyorum

Forgotten [sekai] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin