Multi: Alan Walker, Sabrina Carpenter & Farruko - On My Way
Gifte Bulut var <3
-----------------------------
Melis'ten:
Sweatshirt ümüde üstüme geçirdikten sonra kendime son kes aynadan baktım.
Güzledim güzel.
Odadan çıkıp merdivenlerden indim ve anneme bağırıp kapıdan çıktım.
Şuan Bulut'un evine gitmek için yola çıkmıştım.
Işıl hasta olduğumda kendinden geçtiğini söyleyince çok mutlu olmuştum.
Ama üzüldüğü için değil beni önemsediği için.
Hastalığım daha çok fazla ilerlememişti o yüzden istediğimi yapabilirdim.
Şimdide Ateş'ten evde meraktan çıldırdığını ama rahatsız olmayayım diye yazmadığını öğrenmiştim ve Ateş'ten adresini alıp evine gidiyordum.
Sonunda Ateş'in verdiği konuma geldiğimde kapının önüne doğru yürüdüm.
Dış Kapı zaten aralıktı.
İçeri girip 3. kata çıktım.
Bunuda Ateş'ten öğrenmiştim.
Kendimi toplayıp derin bir nefes aldım ve Zile bastım.
Kapı açılınca karşıma 5-6 yaşlarındaki Erkek çocuğu çıkınca onun mavi renkli gözlerine baktım.
Arkadan büyük ihtimalle annesi sandığım kadın geldiğinde gülümsedim.
"Şey ben Bulut'un arkadaşıyım da Bulut'a bakmıştım."
kadın Gözleriyle önce yüzümü sonra baştan aşağı beni süzdüğünde gözlerini tekrar gözlerime dikti ve gülümsedi.
"Bulut odasında, gelsene kızım." diye samimiyetle konuştuğunda ayakkabılarımı çıkardım ve içeri gittim.
kadın bu sefer erkek çocuğuna bakıp "Abinin odasını gösterir misin ablana kuzey?" dediğinde adının kuzey olduğunu öğrendiğim tatlı minik elimden tuttu ve beni merdivenden yukarı çıkardı.
Odanın önünde durdurduğunda bana baktı ve konuştu.
"Sen abimin arkadaşı mısın abla?"
"Evet" dedim ve samimiyetle gülümseyip eğildim.
böyle şeylere dayanamadığım için yanağından kocaman öpüp yanaklarını sıktım.
Kuzey'de gülümseyip kendi odası diye tahmin ettiğim odaya geçti.
Eğildiğim yerden kaktım ve Bulut'un odasının kapısını çaldım.
"Gelme kuzey,yeter!" diye içerden bulut'un sesi geldiğinde beni Kuzey sandığı için izin istemeden kapıyı açtım ve içeri girdim.
Bulut yatağında yatıyordu ve telefonuyla bir şeyler yapıyordu.
Arkadan ise bilgisayarından 'The neighbourhood - Sweather Weather' şarkısı çalıyordu.
Adaaaaaaaaaaaam.
bana bakmadan "Gelme demiştim sana" dedi ve bana kafasını çevirdiğinde gözlerinin parıltısıyla yatağından kalkıp şaşkınca bana baktı.
"Cennete düştüm de benim mi haberim yok." diye fısıldadığında anlamamış gibi yaparak "Ne?" dediğimde "Yok bir şey" diye hala şaşkınlıkla kafasını iki yana salladı.
Eliyle yatağının yanındaki koltuğu işaret edip "Otursana" dediğinde oturdum.
o da yatağa oturduğunda bir süre konuşmadık.
En sonunda ben ayağı kalkarak "Odanı gezebilir miyim?" diye sorduğumda "Evet,tabiki" diye cecap verdi.
Önce çalışma masasına baktığımda bir kaç resim olduğunu gördüm.
Ateş ile gitar çalarken fotoğrafı, Kuzey'i kucağına almış fotoğrafı ve birde bir kaç Aile fotoğrafı vardı.
Yanda duran ama arkası dönük olan bir fotoğrafa bakıp kendime döndürmek için elimi uzattığımda Bulut'un olduğunu anladığım el fotoğrafı aldı.
"Benimde özel şeylerim var üzgünüm ama" diye kulağıma konuştuğunda ne söylediğinden çok nefesinin kulağıma deymesi önemliydi.
Başka bir şeye odaklanmak için masaya bakındındığımda bir kaç Stefan zweig kitabı gördüm ve heyecanla arkamı döndüm.
Dönmeseydim keşke.
Aramızda avucum kadar mesafe vardı.
Gözleri dudağıma kaydığında gözlerini orada oyalandırmadan geri gözlerime çekti.
"Şimdiki yapacağım şeyden pişman olmayacağım biliyorsun değil mi?" diye kaşlarını kaldırarak konuştuğunda daha "Ne?" diye soramadan neye uğradığımı şaşırdım.
Tek hissettiğim dudaklarımdaki baskıydı.
******
dnz.aktas: Oyun yeni başlıyor...
2.890 beğenme...
( Bu gönderi için yorumlar devre dışı bırakılmıştır )
----------------------
Bu çok hızlı olmadı mı yaa :d
Bulut neymiş bee...
Şipimiz kavuştu sonunda ehehehe.
Bu arada Deniz'i ciddiye alabilen var mı? Şu Bebek gibi yüzden neler çıktı yaa şrfz.
Bu arada kitabı yakın zamanda bitireceğim.
Yok ya vazgeçtim bir 10 bölüm daha yazayım da öyle bitireyim.
Hadi ben kaçtım :))))))))
Sizi seviyorum yavrumsular... <3