Özel Bölüm -4-

56 6 7
                                    

Nil ipek - Gömülür 

Şarkıyla okuyun lütfen

----------------------------------------------------------------------

"Işıl'ım"

Kaldırdımda ilerlerken onu görmemle neye uğradığımı şaşırdım.

Oradaydı.

Karşımda.

"Ateş" deyip koşarak gittim ve kollarımı boynuna sardım.

Onun da kolları belime yerleşirken gözümden ard arda düşen yaşları umursamıyordum.

Bu... Bu rüya olmalıydı.

"B-bu gerçekten sen misin?" dediğimde kafamı boynuna gömdüm.

"Evet güzelim. Benim. Geldim. Seni bırakmam demiştim sana."

Gülümseyip mutluluktan ağlarken geri çekildim ve yüzünü inceledim.

Yüz hatları eskisi kadar keskindi.

O güzel yeşil gözleri dolu dolu bana bakıyordu.

Gülümsemesine hayran kaldığım adam üstümü süzdü.

Süzerken boynumdaki kolyeye takıldı gözleri.

Bu onun bana verdiği civcivli kolyeydi.

Onu hiçbir zaman çıkarmamıştım.

Hiçbir zaman.

Gülümsedi ve "Kolyen güzelmiş. Kim aldı?" diye sordu.

Ben de gülümseyip "Benim için en değerli insan aldı" dedim.

Gülümsemesi genişlerken bana tekrar sarıldı.

"Kokunu özlemişim." dedi Ajan

Ben anın tadını çıkarmaktan konuşamıyordum bile.

"O yumuşak saçlarını özlemişim." dedi ardından

Geri çekildi ve bana tekrar tekrar baktı.

"Neden gittin ajan?"

"Neden beni bırakıp gittin?"

"Gitmedim güzelim" dediğinde göz yaşlarım şiddetlendi

"Siktir! Ağlama." diyip gözyaşlarımı sildi.

Halbuki kendisinin de gözleri dolmuştu.

Uzanıp yanağını öpecektim ki Kafasını çevirince yanlışlıkla dudağını öptüm.

O muzipçe sırıtırken güldüm ve "Salak" diyip yavaşça kafasına vurdum.

"Kaptım öpücüğü lan çok muhteşemim ben" dediğinde güldüm.

"Güzelim sen de çok safsın ya yaparım yani fırsatçıyım ben biliyorsun" dedi gülüşünü bozmadan.

"Belasın." dedim ve ardından "Hep belam ol." dedim.

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve " Hep başının belası olacağım Küçük Civciv " dedi.

Çok yaklaşınca bir anlık heyecandan geri geri gittim.

Daha çok yaklaşmaya başladığında kafamı duvara vuracakken arkamda Sert bir şey yerine yumuşak bir el hissedince rahatladım.

"Çarpacaktın güzelim." dedi ve kaşlarını çattı

"Tuttun beni" dediğimde eski ifadesini geri takındı ve "Tuttum seni" diyerek beni tekrarladı.

Kollarını iki yanımdan dayayınca çıkmaya yer olmadığını fark ettim.

Kolunun altından çıkacaktım ki bu sefer kolunu aşşağı çekti ve kaçmamı engelledi.

"Nereye gidiyorsun güzelim?" dedi ve sırıtırken nefesi nefesime değecek kadar yaklaştı.

Bakışlarını dudağıma getirdi.

Göğsünden ittiğimde ona doğru gitmek zorunda kaldım ve ayağım taşa takıldı

Al işte.

Bunlar da hep beni bulur zaten.

Tam düşerken belimden yakaladı ve tekrar "Tuttum seni güzelim." dedi.

Bu çocuk benim kahramanımdı.

"Çok özlemişim"

"Gözlerini, saçını, tenini, kokunu, kalbinin ritmini."

"Her şeyimsin Gardenya'm, Bu kalp sadece senin için atıyor." diye ard arda cümleler söylediğinde gözlerinin beni görünce parıldadığını fark ettim.

Çok seviyorum seni ajan. 

Çok özlemiştim.

Çok...

"Seni seviyorum. Sonsuza kadar seveceğim Ajan'ım" 

"Seni seviyorum. Seni sonsuzda seveceğim Sarı Ay'ım."

Son cümlesindeki 'sonsuzda' derken ne demek istediğini anlamasam da pek umursamadım.

Dudaklarını yaklaştırıp dudağıma bastırdığında ben de karşılık verdim ve dudaklarımız sonsuzluğa uzandı.

"Işıl"

Melis neden geldi ki şimdi?

"Işıl uyan artık iyi misin Işıl?"

Sesin aslında burdan gelmediğini anladığımda gözlerimi yavaşça araladım.

Rüyaydı.

Hepsi bir rüyaydı.

Koca bir yalandı.

Gözlerimi tamamen açtığımda başımda dikilen Melis'i görmemle gözlerim doldu.

O yoktu.

Ölmüştü gerçekten.

Beni sonsuza kadar bırakmıştı.

Ölmüştü Hayatımdaki en değer verdiğim adam.

Bitmişti her şeyim.

Benim hikayem Ateş'in kalp atışları düm düz olduğu anda sona erdi.


Ajan | Texting |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin