En fazla hayal kırıklığına uğradığınız bir anınızda ne yapardınız ?
Ben şuan hiç bir şey yapamıyordum.Odanın bir köşesinde sessizce ağlamaktan bir şey yapamıyordum.Belki şuan kalkıp bağırarak hesap sormalıydım.Belki güçsüz ellerimle ona vurmalıydım.Ama yapamıyordum.Çok büyük bir yük varmış gibi hissediyordum.Ne mi oldu ?
Hayatımda en fazla güvendiğim kişiden darbe yedim.Babamdan...Telefonuna gelen bir mesaj beni yerle bir etmişti.Mesaja göre annemi aldatıyordu.Ama o sadece annemi değil,beni de kandırmıştı.Akşamları biz yemek sofrasında beklerken,onun eve geç gelmesinde birçok kez bende etkilenmiştim.Koşarak ona sarılmama karşılık vermeyerek telefonuna bakmasında yine ben üzülmüştüm.Meğer nedeni buymuş.Beni umursamamanın tek nedeni bir kadınmış.
Ellerimin tersiyle sildim gözyaşlarımı.Kendimi toplayarak kalktım ayağa.Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu.Mantıklı da düşünemiyordum zaten.Geniş,sarı örtülü yatağıma doğru ilerledim.Üstündeki telefonumu aceleyle aldım ve mesaj kısmına girdim.Gözyaşlarım özgürlüğe kavuşmaya niyetliyken, ben onları geri göndermekte inatçıydım.Bir damla daha gözyaşı dökmeyecektim. Evet!Bu kendime koyduğum ilk kuraldı.Baban için asla gözyaşı dökme !
Ellerim titrerken her ne kadar mesaj yazmak zor olsa da, kızlara yazabilmiştim.Beni en iyi anlayacak olanlar onlardı.Birilerinden akıl alacaksam,kesinlikle Mina ve Zeynep en iyi seçenekti.Ortaokulun başlarında tanımıştım onları.Yedi yıldır arkadaştık.Her zor zamanımda yanımda olmuşlardı.Beraber ağlayıp,beraber acı çekmiştik.Ortaokuldan sonra lise seçimlerinden dolayı ayrılmıştık.Ama bağımızı hiç koparmamıştık.
Onlara hızlıca iki sokak ötede ki parka gelmelerini söylediğim bir mesaj attıktan sonra, telefonu kapatıp tekrar yatağa fırlattım.Odamda ki küçük banyoya ilerledim.Aynadan kendime kısa bir bakış atmam bile çökmemi görmeme yetti.Musluğu açıp yüzümü yıkadıktan sonra tekrar aynaya baktım.Gözlerimde ki mavinin üstünde büyük bir solgunluk vardı.Gözlerim saatlerce ağlamaktan kızarmıştı.Osmanlı gibi çökmüştüm resmen.Saçımda ki tokayı çıkarıp saçımı sıkı bir at kuyruğu yaptım ve tokayı tekrar taktım. Hızla banyodan çıkıp montumu üstüme geçirdim.Üstümde sarı civcivli bir pijama vardı.Ama bu şuan umursayacağım bir konu değildi.Umarım karanlıkta kimse beni fark etmezdi.Tekrar telefonumu ve evin anahtarını alıp çıktım odadan.Merdivenleri sessiz adımlarla inerken yatak odasına takıldı gözüm.Şuan aynı yatakta yatıyorlardı.Bu bile benim vicdan azabı çekmeme yol açıyordu.Bu olayı bir an önce anneme anlatmalıydım.Yoksa babam sürekli annemi oynatacaktı.Kafamı çevirip ilerlemeye devam ettim.Bir kaç basamağı tökezleyerek insem de, dışarıya çıkmayı başarmıştım.Temiz ve soğuk hava yüzüme çarpınca rahatlamıştım.En azından daha iyi hissediyordum.
Hiç kimsenin olmadığı karanlık parka girdim.Kızlar hâlâ gelmemişti.Boş salıncağa oturdum ve hafif hafif sallanmaya başladım.Yaklaşık beş dakika sonra büyük bir sarsılmayla salıncaktan düşme tehlikesi geçirsem de Zeynep'in kolları beni tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE 'NİN MAVİSİ
ChickLitKoşuyordum. Adımlarımi yavaşlatacaktım ki beyin sarsıntısı geçirecek kadar sert bir çarpışma yaşadım. " İyi misin ? " Cevap vermek için kafamı kaldırmıştım ki gözlerinde kaldı gözlerim. Mavinin hangi tonuydu bunlar böyle ! " Hey sana diyorum." "E...