Helloğğğ
Bugün media koymadım çünkü bölüm içinde var beklemeden hemen okumaya uçunnnn
***
'' Sude bir daha sorarsan camdan aşağı atlayacağım.'' Yarım saattir durmadan iyi olup olmadığı mı soran Sude' ye kötü bakışlar attım.Kantin de krize girince doğal olarak merak etmişti.Ama bir veya iki kere sorulurdu değil mi ? Sude belki elli kere sormuştu.
'' Gece gözümün önünde krize girdin farkındasın değil mi ?''
'' Bende sana gürültüden korktuğumu söylemiştim değil mi ?''
'' Ne biliyim kızım yine de aklım almıyor.''Bir süre sustu.Sonunda diye şükür edecektim ki gözlerini kocaman açıp tekrar bana döndü.Yine aynı soruyu sorarsa bu sefer kalkıp gidecektim.
'' Peki Demir'e ne demeli.''İşte beklemediğim yerden sormuştu.Alt dudağımı bilmiyorum anlamında aşağı sarkıttım.
Merdivenler de Sedef'i gördükten sonra sınıfa çıkmıştık. Sude'den ne kadar anlatmasını istesem de anlatmamıştı.Büyük bir ihtimal Demir Sedef'in kalbini kırmıştı.Belki de çok başka bir şeydi.Sevgililikten uzak bir konu da olabilirdi.Sınıfa geldiğimiz de ilk olarak Sedef'in yanına gittim.Karşısın da palyaço gibi komiklikler yapsam da yüzüme bile bakmamıştı.Bunlar hep Demir'in suçuydu.Bir de arka sıra da oturmuş Sedef'e yaptığım şakalara kendisi gülüyordu.Tam yüzsüz !
'' Bu çocuk sana aşık.''dediği şeyle tükürüğüm boğazıma kaçtı.Ufak çaplı bir boğulma tehlikesinden sonra bakışlarımı kapının yanında akın ve bir çocukla konuşan Demir'e çevirdim.Ben ve Demir...Olabilir miydi ?
Serseri bir kalbe sahipti.Bunu anlamam için sadece onunla bir kaç saat geçirmem yeterli olmuştu. Kesinlikle kavga etmeyi seviyordu.Havalı ve popüler biriydi.Koridor da kızlar yiyecekmiş gibi bakıyordu.İşte bu yüzden biz olabilir miydik bilmiyorum.
Arkadaşlarıyla gülerken birden gözleri beni buldu.Alnına düşen saç tutamını geriye attı.Ama saçı tekrar alnına düşünce gülümsedim.Gülümsediğimi görünce onunda dudakları yana kıvrıldı.Yaptığım şeyi o an anlamıştım ve hızla önüme döndüm.Ben hangi cesaretle Demir'e gülümsemiştim.Daha bir ders önce koridorda çocuğa rest çekmiştim .Dengesizim kabul ediyorum.Ama bunlar hep Sude yüzündendi. Açık açık söylenir mi bu çocuk sana aşık diye ?
'' Demir sana mı gülümsedi ben mi yanlış gördüm.''
'' Sen yanlış görmüşsün canım.''
'' Yok yok bu Demir sana abayı yakmış.''
'' Sude !'' Teslim olur gibi ellerini iki yana kaldırdı ve hocanın sınıfa girmesiyle kitabını alıp önüne döndü.İlk ders yanında oturduğum kızdan sıkılmış ve Sude'nin yanına geçmiştim.Ders dinlemeyi seven bir öğrenciydim ama arada konuşmak gerekiyordu.Yanına oturduğum kız pür dikkat hocayı izlerken bu biraz imkansız olmuştu.Bende çareyi Sude'nin yanında bulmuştum.
İngilizce öğretmeni bir gram bile anlamadığımız kelimeleri hızlı hızlı söylerken gözlerimi devirdim.Biraz yavaş olsa ölür müydü bu kadın ? Bir kaç bir şey daha söyledikten sonra Türkçe konuşmaya başladı.
'' Evet çocuklar şimdi haftaya olacağınız sınavın konularını veriyorum.İngilizce kitabında ki son geldiğimiz sayfaya kadar tüm konulardan sorumlusunuz.Bol bol kelime ezberi yapın.''
'' Hocam zaten o kadar konuyu bilsem sınıfa siz değil ben ders anlatırdım.'' Sürekli Demir'in yanında olan çocuk haklı bir isyanda bulunurken sınıfı büyük bir kağıt yırtma sesi kapladı.Akın ağır ağır gözlerini sınıfa çevirirken elinde ki yüze yakın kağıdı havada salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE 'NİN MAVİSİ
ChickLitKoşuyordum. Adımlarımi yavaşlatacaktım ki beyin sarsıntısı geçirecek kadar sert bir çarpışma yaşadım. " İyi misin ? " Cevap vermek için kafamı kaldırmıştım ki gözlerinde kaldı gözlerim. Mavinin hangi tonuydu bunlar böyle ! " Hey sana diyorum." "E...