Bu kitap 'bu kitap ergen kitabı ama olsun çünkü ben de ergenim sjsjj' diyen herkese ithaftır.Okulumuzda bulunan konferans salonunun bordo koltuğunda rahatsızca kıpırdandım. Bugün 11. sınıfın ikinci döneminin ilk günüydü. O yüzden biraz Halil Sezai modunda olmamı normal karşılıyorum.
Okul lan OKUL!
Nasıl mutlu olabilirim ki?!
Resmen dünyaki cehennem. Ve cehenneme verilen o ilâhi molanın bitişiydi bugün. Şu an bu konu hakkında arabesk-rap tarzında bir şarkı yapıp okulun zili yapması için müdürcüğümüze verebilirim. Bu sayede öğrenciler birliği olarak daha kolay bir şekilde efkarlanabilirdik.
"Evet arkadaşlar, sessizliği sağlayalım lütfen."
Kafamı kaldırıp kürsüde konuşmaya başlamış biricik (!) müdürümüz İbrahim Hoca'ya baktım.
Bir de arkadaş diyor. Ulan benim senin gibi arkadaşım olsa kafamı deve kuşu gibi toprağa gömüp havasızlık ile intihar ederdim.
Adam bir ortama girdiğinde önce göbeği arkadan da vücudu giriyordu resmen. Hayır yarın öbür gün bu adam geberince mezarına vinçle falan koyucaklardı heralde. O derece kiloluydu bu bizim İbiş.
Salonda uğultular azalınca bu dönemin güzel geçmesiyle ilgili kısa (!) bir konuşma yaptı. Allah bu herifin karısına sabır versin. İki dakika beni bir dinleyin diye başlayıp konuşmaya, iki saat susmuyordu. Adamın zaman dilimi farklı bizden galiba. Yoksa bu iki dakikanın iki saate dönmesinin imkanı yoktu.
Oturduğum arkalardaki koltukta arkama yaslanıp bacaklarımı öne uzattım ve çevreme bakmaya başladım.
Bizim salaklar nerdeydi allasen? Herkes kankasıyla konuşuyor, sarılıyor, öpüşüyor ben burda SAP gibi kaldım yeminlen. Tamam bizim sarılıp öpüşmemize gerek yoktu ama konuşabilirdik. Eğer burda olsalardı. Zaten üç kişilik bir arkadaş grubuyduk ikisi de gelmemişti. Üçümüzde kızdık ama erkekmişiz gibi bir arkadaşlığımız vardı. Kızlar gibi ayrılmadan önce birbirimize sarılıp 'sizi özleyeceğim kankeytolar! Ahey, ahey. Dıley dıley'diyip ağıt yakmak yerine 'oh be sonunda kurtuluyom sizden orospular. İnşallah bi daha ki görüşmemize gerek kalmadan geberirsiniz!'diyip ayrılan tiplerdik.
Sevgimizi fazla belli etmesekte birbirimiz için canımızı bile verirdik. Ama yine birbirimize küfrederdik. Evet tuhafız biliyorum, yüzüme vurmayın. Hem ben oğlak burcuyum bi kerem. Tuhaflık, sertlik benim olmasa da burcumun genlerinde var. Benim genimde yok çünkü annem yay, babam ikizler burcu. Kapiş?
"Ayrıca bu dönem size bir süprizimiz var gençler."derken müdürümüz, çantamı yan koltuktan alıp içinden telefonumu çıkarmak ile meşguldüm.
"Bokunuzu yiyim yine ne süprizi?"diye homurdandım. Eş zamanlı olarak Whatsapp'a girip şu bizim üçlü çetenin özürlü üyesi Başak'a mesaj yazmaya başladım.
Gönderilen: tescilli salak💩
Nerdesiniz kızım siz? Bak eğer gelmezsen senin o olmayan beyninle koca götünü yer değiştiririm. Nazlı da gelmedi. Yaşıyonuz deeeğmi?
Tam mesajı gönderecektim ki müdürün söylediği şeyle kafamı kaldırıp ciddi mi bu herif diye ona baktım.
"Bu dönem sınıflarınız karışıyor. Artık sınıflar ögrencilerin başarı seviyelerine göre ayrılıcak. Rekabeti arttırmak için notları yakın olan ögrencilerimiz aynı sınıflarda olacak. Tek bir derece sınıfı olmadığı için sınıflar arası da rekabet olacak. Disiplin kuruluyla geçen dönem çoğu ögrencinin fazla boşladığını düşündüğümüz için böyle bir karar aldık. Özellikle 11. ve 12. sınıfların derslerine daha fazla ağırlık vereceğiz. Umarım hepimiz için güzel bir sene olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERECE
Teen Fiction"Sen benim sinirli hallerimi görmemişsın halay başı!"diye sertçe konuştum. Fıttırmama az kalmıştı. "Ya kızım 1.55 boyun var. Ben seni zor görüyorum zaten. Hatta sensörlü lamba bile zor görüyo seni. Sinirli hallerini nasıl göriyim."dedi pis pis sırı...