"Senden soğumayacağıma söz veriyorum."

154 23 9
                                    

"Jimin..." diye başladım söze ama ne diyeceğimi bile bilmiyordum. "birazdan anlatacağım şeyleri dinledikten sonra seni kaybedeceğim ama..." gözümden bir damla yaş düştü. Jimin ellerime uzandı ben de tutmasına izin verdim.

"Senden soğumayacağıma söz veriyorum." bir şey unutmuş gibi ekledi. "Ve sana destek olacağıma da."

"Biz... Yani ben... Ben Jungkook'dan hoşlanıyordum.  Kısa bir süre boyunca bu devam etti." Jimin'in hafifçe kaşları çatıldı. "Derslerim ondan hoşlanmaya başlayana kadar iyiydi. Sonra onu aklımdan çıkaramadığım için, dikkatimi de toplayamıyordum. Notlarım düşmeye başladı, öğretmenlerim benim için endişeleniyordu. Sonra Jungkook beni fark etmiş. Her neyse, sevgili olduk ama ben safça severken, Jungkook başka şeyler istiyordu. Umarım anlamışsındır çünkü... Söyleyemem işte..." lanet olsun, o da bana acıyarak bakıyordu işte.

"Lütfen bana acıyarak bakma Jimin..." ellerimi utançla yüzüme kapattım. Ama anlatmak istiyordum. Bu yüzden kendimi durduramadım.

"Farkındaydım isteklerinin ama ben ona tekrar aşık olmuştum. Her neyse... Artık geceleri de buluşuyorduk.

Bir gece beni eve çağırmıştı. Gittim. Her tarafta viski şişeleri vardı Jimin. Viskinin ne kadar ağır olduğunu bilirsin... Ama ben gittiğimde Jungkook çoktan sarhoş olmuştu bile. Doğru düzgün yürüyemiyordu...

Beni kapıdan salona doğru fırlattı. Sonra üstüneki kıyafetleri çıkararak üzerime yürümeye başladı. Ama öyle sarhoştu ki nasıl adım atıyor şaşırmıştım.

Biraz sonra benim de üstümü yavaş yavaş soymaya başladı. Ama sonra ben korkudan bayılmışım...

Uyandığımda ikimiz de yarı çıplaktık. Jungkook sızmıştı galiba. Üzerime yığılmış şekilde buldum.

Kıyafetlerimi tekrar giyip kaçtım evden... Okula gidemedim bir hafta kadar. Sonra bir hırsla gidip tüm notlarımı yükselttim ve okul birincisi oldum.

Ama o okuldan gitmem gerekiyordu. Bir aile bana burs vermeyi teklif etti. Ben de bu okula geldim işte..."

"Sen... Bunlara nasıl dayandın? Hepsi... Bunlar çok acımasızca. Şey, ondan bir daha haber aldın mı?"

"Hala beni aradığını söylüyorlardı. Buldu da zaten."

"Ağlamanı istemiyorum ChaeYoung. Eğer sen ağlarsan kendimi tutamam ve gidip o piç kurusunu öldürürüm."

Gözyaşlarımın arasından Jimin'in koluna yapıştım. "Hayır Jimin lütfen yapma. Ya senin de peşini bırakmazsa?"

"Umrumda bile değil ChaeYoung. Sana yaptıklarını ödemeli!"

"Jimin lütfen... Yemin ederim hiç gücüm yok. Beni dinle."

Bu anları ne zaman hatırlasam gelen baş ağrısı beni öldürüyordu. Gene başlamıştı tabi. Gelen sancıyla başımı sıkıca tuttum.

"ChaeYoung ne oluyor? ChaeYoung iyi misin? Cevap ver ChaeYoung!"

Ne cevap verebiliyordum, ne dengemi koruyabiliyordum... Yatağa yavaşça yığıldım.

"ChaeYoung!"

"Jimin..." dedim zorlukla. "Gözüm kararıp duruyor."

"Hastaneye gidiyoruz." dedi ve beni kucağına almıştı bile. Hastanelerden nefret ederdim ama bunu ona söyleyemiyordum bile.

.
.
.
.
.

💙

Bölüm şarkısı: Deeprise ft. Jabbar-Raf

I Need U💘| JiRosé Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin