Biraz öylece denizi izledim. Sonra aklıma babaannemle konuştuklarımız aklıma geldi. Eğer yaprağı gerçekten seviyorsam gidip onla konuşmam lazım. Tam motoruma binip onun yanına gidecekken yaprak geldi!
B-yaprak senin ne işin var burda?!
Y-Barış özür dilerim. Ama zannettiğin gibi değil cidden. İstersen anlatabilirim.
B-anlat yaprak dinliyorum.
Y-bak biz o çocukla sen komadayken tanıştık bana hep destek oldu...Ayrıca aramızda hiçbişey yok sadece arkadaşız.
B-sen onu arkadaş olarak görüyor olabilirsin ama bence o öyle düşünmüyor senin hakkında
Y-nasıl yani?! Hem ayrıca ben seni seviyorum tamam mı?! Eğer seni sevmeseydim sen 2 yıl komadayken seni beklemezdim. Her gün hastaneye gelip senin yanında ağlamazdım. Onun benim hakkımda ne düşündüğü umrumda değil! İsterse aşık olsun isterse başka bişey ben seni seviyorum!
B-bende seni seviyorum yaprak ama emin ol ki bu çocuk başımıza bela açaçak
Y-ben istemedikçe hiçbişey yapamaz!
Dedi ve bana sarıldı.. belkide ben yanlış düşünüyorumdur....Bende ona sardıldım.
B-şimdi gitmem lazım
Dedim.
Ama hala öğrenmek istediğim birşey vardı.
B-yaprak çocuğun adı ne?
1 saat sonra
Sonunda eve gelmiştim. Hemen duş aldım üstümü giyindim ve yatağa uzandım.
Ah yaprak ah.
Demek Burak ha
Biliyordum.
Bir gün bu gerçeğin ortaya çıkacağını biliyordum!