Neler oluyor diyorsanız size şöyle açıklayayım; Burak benim ikizim. Yaprağı nerden bulduğunu bilmiyorum. Belkide ben komadayken fırsat bilip araştırmış ve bulmuş olabilir. Herneyse annemiz ölmeden önce çok iyi anlaşırdık onunla annem ölünce o hiç üzülmedi. Buda beni sinirlendirdi ve kavga ettik. Her gün kavga ediyorduk nerdeyse. Yıllar geçti büyüdük bu arada babamızı da kaybettik. Babam da ölünce o evden çekip gitti. O gittiğinden beri de hiç görüşmedik. Onun yüzünü bile görmek istemiyorum çünkü ona hala çok sinirliyim. Sanırım yaprakla da beni sinir etmek için arkadaş oldu. Ama ben yapacağımı bilirim.
O sırada yaprak
Barış beni eve bıraktıktan sonra yattım uzandım. Barış neden çocuğun adını merak etti ki?! Onu tanıyor mu? Offfff kafam o kadar dolu ki! Şimdi sadece uyumak istiyorum....
Ertesi gün
Sabah kalktım bu gün okul yoktu. Cumartesi günü ne yapılabilir ki? Hmmmm. Belkide arkadaşlarla takılabilirim. Barışı da çağırayım de oda gelsin.
Yaprak arkadaşı diye kastettiği burağı ve barışı bir kafeye çağırdı. Henüz Barış gelmemişti. Yaprak ve Burak bir masada oturuyorlardı. Ayıca barışın burağın orda olduğundan haberi yoktu. Birde Burak henüz barışı hiç görmemişti
Barıştan
Yaprak beni bir kafeye çağırdı. Yanında birde
Çok sevdiği
Bir arkadaşı varmış öyle dedi. Bakalım kimmiş. Umarım düşündüğüm kişi değildir çünkü o zaman sinirlerime hakim olamam!
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
10 dakika yürüdükten sonra sonunda kafeye gelmiştim.
Yanlış görmüyorum dimi!
Yaprağın o "çok sevdiğim arkadaşım" dediği kişi Burak mı! İçeri girdim.
B-vayyy ne kadarda güzel! Çok sevdiğin arkadaşın ha yaprak!
Y-ama barış....
(Bu=Burak)
Bu-senin ne işin var lan burda!
B-asıl senin ne işin var!
İşte başlıyoruz!