G-ooo Ali Başkan gelmiş. Hoşgelmiş!
A-Yaprak nerde?!
O-merak etme yaprak iyi olucak. Sen uzun yoldan geldin geçip otursana.
A-uçakla geldim ben Oğuz araba falan kullanmadım yani.
O-olsun geç otur.
Ali dedikleri çocuk bana yaklaştı. Ve bana
A-yaprağı sen mi kurtardın? Dedi
B-evet.
Bu çocuğu hiç sevmemiştim.
A-teşekkür ederiz.
B-kim olsa aynısını yapardım.
O sırada odaya doktor geldi.
(D=doktor)
D-yaprak hanım uyandı geçip onu ziyaret edebilirsiniz. Ama sadece bir kişi girebilir.
O çocukların yaprağı ne kadar sevdiği umrumda bile olmadı. Yaprağı ben kurtarmıştım ve onu görmeyi de ben hakediyordum. O yüzden kolumdaki serumu çıkardım ve "ben girerim" dedim. Diğer çocuklar bişey söyleyemedi.
D-buyrun ben sizi götüreyim.
Odaya girdiğimde yaprağı öyle görmek kalbimi çok acıttı.
B-beni çok korkuttun.
Dedim ve ona sarıldım.
Y-demek seninle de iyi anlaşmaya başladık ha?
B-sanırım.
İkimizde güldük.
Yapraktan
Barış benim Kahramanım olmuştu.
Y-öleceğimi zannettim çok korktum barış
B-bende öyle düşündüm yaprak ama sana bişey olmadı bak buradasın.
~Ona sarıldım.~
Y-çocuklar nerde?
B-odaya sadece bir kişinin girmesine izin vardı.
Y-yaaa öylemi. O zaman ben odadan çıkarım!
B-yaprak senin dinlenmen lazım.
Y-o zaman doktorla konuşsan onlar da gelse?! Hem niye gelemiyorlar ki?!
B-senin için konuşurum,tamam.
Barış odadan çıktı. Ve doktorla konuştu. Sonra hepsi beraber odaya girdiler.
Barıştan
Ali yaprağa sarıldı.
A-çok korktum küçük Titan.
Y-bende Ali...bende.
Yoksa bu ikisi sevgili mi?!
Koşarak odadan çıktım.
~çünkü sanırım ben yaprağı seviyordum~