4. Bölüm
Melike'nin üstüme atlamasıyla uyandım. Alarmın sesiyle uyanmak bile daha iyi bir seçenekti ona bile kafiydim. Heyvan gibi iş yapıyordu yaa.
Uykulu ve kısık çıkan sesimle "Allah seni alsın Melike." dedim sakince.
Yerimden yavaşça doğruldum. Elif hala uyuyordu. Melike benim üstüme atladıysa bende Elif'in üstüne atlardım. Melike'nin acısını Elif'ten çıkarıyordum yani. Yazık garibim Elif'e.
Içimden söylendiklerime gülerken Elif'e doğru ilerledim. Hızlı bir şekilde üstüne atladım. Aynı zamanda "GÜÜNAAAYDIINN!!" diye bağırmayı unutmadım. Allah korusun 'günaydın' demezsem gün aymazdı falan. Böyle bir şeyin olmasını istemediğim için aşırı bir şeklilde bağırdım.
Elif ağzının içinden bildiği bütün küfürleri sıralarken bağırmaya devam ediyordum. "Elif homurdanma kalk. Bugün deli gibi alışveriş yapıp gezmek istiyorum."
Alışveriş yapmayı sevmeyen biri olarak içimde deli gibi alışveriş yapma aşkı doğmuştu. Tuhaf.
"Yaşasııın!" Melike'nin en sevdiği şey olduğu için fazla sevinmişti. Tuhaf tepkiler veriyordu şuan. Mesela yatağın üstünde zıplamak gibi.
Aşağıdan annemin sesi doldu kulaklarıma "Eflâll kalktınız mı kuzucuklaarım?"
Elif yüksek bir sesle "Kalktık Meryem Teyzem." dedi kapıyı hunharca bir şekilde açarak. Hepsi deliydi. Bakırköy vakasıydık hepimiz.
Aşağıya indiğimizde Melike annemin yanına doğru yürüdü. "Ay ay ay benim Mery'm bize kuşsütü eksik bir soframı hazırlamış." dedi yanaklarına sulu öpücükler bırakarak.
Salatalıkları çiçek şeklinde doğramıştı. Ah annem ahh sende ki bu yaşama sevinçi birazcık bende olsaa..
"Salatalıklar mükemmel görünüyor annecim çiçek gibi falan ama yazık olacak." dedim ve kıkırdadım. Çünkü beş dakika sonra midemizde olacaklardı.
Masaya geçtiğimizde annemin telefonunun sesi yankılandı.
"Alo.. Ne! Ay bana bir şeyler oluyor." dedi ve bayıldı. Bayılmadı kendini koltuğa attı. Alışkındık biz onun bu hallerine. Hemen yanına koştum. Kolonya koklattım hemen. Annem fazla türk dizisi izlediği için kolonya koklamadan ayılmıyordu.
Annem ayıldığında bana döndü. Bodoslama girdi lafa "Kızım, seni akşam istemeye geliyorlarmış." kalakaldım. Annem devam ediyordu. "Temizlik yapılcak ikramlık falan da yapmak gerek şimdi. Nasıl yetiştireceğiz. Şimdi mi söylenir canım bu." annemin tek takıldığı noktanın temizliğin nasıl yetişeceği olması peki.
Temizlik dolabının önüne geçti ve süpürgeyi çıkarttı. Birde ayrı temizlik dolabımız vardı. Temizliği nasıl sevdiğini siz düşünün. Silme bezi, camsil, çamaşırsuyu her şeyi çıkartıp önümüze yığdı.
"Hadi kuzularım siz buraları halledin bende ikramlık falan hazırlayacağım daha."
Melike Elif'e ben ikisine bakarken Melike hemen atladı. "Ohaa, hemen abimi aramalıyım." hayır şimdi neden Caner abiyi arıyordu ki. Ne alaka yani.
Elif şok olmuş bir şekilde sorguluyordu. "Inanmıyorum şuan gerçekten inanmıyorum. Doğru mu duydum?"
"Evet doğru duydun. Bende şok şuan." dedim kısık çıkan sesimle.
Melike'nin sesi yükseldi salonda. Telefonla konuşuyordu. "Bana niye bağırıyorsun abi Allah Allah yaa. Git söyle o zaman niye bağırıyorsun!"
Elifle, Melike'ye 'ne oldu.' bakışı atıyorduk. Biz böyleyiz işte gözlerimizle 'ne oldu.' bakışı gibi bakışlar atabiliyorduk. İşin tuhaf yanı karşı taraf bunu anlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fındık Kurdu.
ChickLit!!Hikaye ismi değiştirilmiştir!! (Eski isim: Gül Kokulum) "Ben küçücük bir kıza tutuldum. Peşimde abi abi diye dolaşan küçük bir kıza." ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^ "Caner abi bu kadar abartılacak birşey yok ki-" Bir anda sö...