Oh Sehun'u yeni kaptan olarak terfi etmişti. Şimdi vampirlerin üçüncüsüydü. İkincisi de nihayet yola çıkmıştı. Bütün konferanslardan sonra kurul eskortunun geri kalanının da yanına gelmesine karar vermişti. Gelmeleri için sabırsızlanıyordu, özellikle de Baek'in.
////****////
" Taehyung," Eşinin söylediklerini duyabildiğini umarak, eşine sevgi ve güven gönderdi bağlarından. " Elini altımdan çek ve dışarı uzatmayı dene."
Ancak Jungkook aklını güvenden oluşan duygu seli altında bıraktığında, kurdun ağır bedeninin altından elini yavaşça uzattı. Gözlerini sımsıkı kapattı, korkuyla elinin patlamasını bekliyordu... Ama...
Hiçbir şey olmadı.
/////****////
Jungkook saate göz attı. " Beni iki saat sonra uyandır. Bu gücümü toplamam için yeterli olacaktır."
Taehyung mutluluk içinde dudaklarına şapırtılı bir öpücük bıraktıktan sonra flash hızında odadan çıkıp gitti. Daha Jungkook yatağa geri uzanmadan önce arka bahçeden bir şeyin suya atlamasının yüksek sesi gelmişti. Jungkook gözlerini kapatırken gülümsüyordu.
Bir güneş canavarı yarattım.
************************************
Hayat buydu. Taehyung yüzmeyi bitirdiğinde ev sahibinin kütüphanesinden aldığı bir kitabı okumak için uzandı ama gözleri devamlı berrak mavi gökyüzüne bakmak için yukarı kalkıyorlardı. Konforlu bir şezlongda yatıyordu, sıcak göğsünü aşağı yukarı ovuşturarak, sadece leğen kemiğine örtülmüş bir havlu ve gözlerini koruyan karanlık bir çift güneş gözlüğüyle. Babası onu şimdi görebilseydi... Bahse girerim, yaşlı piç kıskandığını asla itiraf etmezdi diye düşündü.
Kıskançlıklar umurunda değildi. Belki şimdi gündüzün tadını çıkarabiliyordu ama hala geceye hayrandı. Bu durum sadece çok yeni ve... Muhteşemdi! Böyle bir şey, her vampirin başına gelen bir şey değildi. Cep telefonunu tekrar kontrol etti. Neredeyse saat dört olmak üzereydi ve gün ışığı azalıyordu. Jungkook hala derin bir uykudaydı ve onu rahatsız etmek istemiyordu. Zaten yakında uyanacaktı. Çünkü beslenmediği için açlığı giderek artıyordu ve bu Jungkook'u eninde sonunda uyandıracaktı.
Kafasında beliren ani bir düşünceyle hızla doğruldu. Eğer Seokjin yirmi dört saat içinde yemek pişirme ustası olabilmişse, o zaman muhtemelen ben de yapabilirim. Eşime geç öğlen yemeği yapacağım.
Jungkook'un önüne kocaman tabağı bıraktığında yüzünde belirecek minnettarlığı görmek için sabırsızlanıyordu. Seokjin'in buzdolabından çözdürebildiği tek şey olan tavuk içeren tarifleri incelerken mutfak tezgahına yaslandı. Izgara tavuklu sandviç gibi basit bir şey yapmayı düşünüyordu. Telefonunun şarjı bitmeden hemen önce talimatları okuyabilmişti. Yukarı çıkıp şarj cihazını almak yerine aklında kalanlarla yapabileceğini düşündü. Mutfak dolabını açarak doğru tava olduğuna inandığı tavalardan birini alıp ocağa yerleştirdikten sonra eti tavanın içine attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alpha and Vampire King - Taekook/Chanbaek
FanficJeon Jungkook en genç alfaların alfası olarak doğal düşmanlar asla eşleşmezler diye düşünüyordu. Ama kısa bir süre sonra bu düşüncesinin ne kadar yanlış olduğunu anlayacaktı. Bir eşe ihtiyacı olmadığını düşünmesine ve ilk karşılaştıklarında vampirle...