Bölümü beğenirseniz oylamayı ve yorum atmayı unutmayın lütfen!
Tüm okuyucularıma keyifli okumalar dilerim.Yağmur, asfalta aşığına kavuşmak isteyen sevgili edasıyla yağıyordu. Cadde her zaman olduğu gibi tıklım tıklımdı. Bir yandan üstüme hücum edercesine gelen kalabalığa çarpmamak için otomatikleşen omuz manevralarımı yaparken, bir yandan da kaldırımda aynı şekillere basmaya gayret ediyordum. Nereden çıkıyordu tüm bu kalabalık? Bana kalsa şuan burada olmamak için her şeyimi verirdim. Fakat kapısı, sırılsıklam olmuş bir hanımefendinin davetiyle çalınan her erkeğin yapmak zorunda kalacağı şövalyeliği yaptım.
Adımlarım, yanımdaki hanımefendinin adımlarıyla aynı hızda olduğu için bir yanım bana söylense de o yanımı susturup, hanımefendinin dediklerine odaklanmaya çalışıyordum. Yeni yazdığım bir hikayenin kurgusu hakkında eleştirilerde bulunuyor, bazen sitemkar davransa da araya övgüler sıkıştırmayı es geçmiyordu. Ben ise arada bir kafamı yerden kaldırıyor, bazen sözlü olarak bazen de beden dilimle onu onaylayıp, teşekkür ediyordum. Bir kaç defa bu döngünün tekrarlanmasından sonra adımlarım, yanımdaki hanımefendinin adımlarına eşlik ederek durdu. Anlaşılan beynimi bölerek yönetmeye kalkmak, nezaket kuralları için hoş olmuyordu.
"Can konuşma ilgini çekmiyorsa yada şuan o kimseyi takmayan modun açıksa söyleyebilirsin. Boşu boşuna ıslanmak zorunda değiliz."
Gittikçe boğuklaşan sesi beni dudaklarını okumak zorunda bırakıyordu. Ardından her şeyin bulanıklaşmasıyla beraber o korkunç gürültüyü duydum. Beynimin içinde binlerce çan aynı anda çalıyordu ve sanki orada tutsaklarmış da tek gün ışığı olan yol kulaklarımmış gibi özgürlüğe ilerliyorlardı.
Duş kabininin kapısını zoraki açarak kendimi dışarı attım. Gözlerimi sesin şiddetinden açamasam da içgüdüsel bir şekilde bornozuma uzandım. Ellerimle, kulaklarıma var gücümle bastırıp, çınlama sesi durana kadar lavabonun önünde eğilip kaldım. Bir yandan küçük bir çocuk kadar savunmasız hissediyor, bir yandan da öfkeden deliriyordum. Yaşadığım bu döngü fiziksel acının çok ötesinde bir acı hissettiriyordu. Kaçıncı defa bu acıyı çektiğimi bilmiyordum. Tek bildiğim buna katlanmak zorunda olduğumdu. Sonuçta hayat da acılarla dolu bir döngüydü ve tek yaptığımız şey daha iyisinin olacağını umarak ilerlemekti. Ayrıca olay sonrası katlanması en kolay durumun bu döngü olduğunu bilmek döngüden daha fazla sıkıyordu canımı.
Oturduğum yerden kalkarak buğulanmış aynanın karşısına geçtim. İstisnasız her resimde jilet kaydı olarak gördüğüm yüzü kirli sakalla görmek garip hissettiriyordu. Acaba o jilet kaydı görünüm için kaç defa aceleyle evden çıkmak zorunda kalmıştım. Her şeyin en azından belli bir süre için eskisi gibi olmayacağını yanımda yürüyen hanımefendi söylemişti. Kendisinin bir beyin cerrahı olduğunu öğrendiğimde şaşırdım. Bir beyin cerrahı ile kitabım üzerine konuşma fırsatı bulmuşum ama döngülerimde o benimle bu fırsatı bulmuş gibiydi. Banyo kapısının aniden çalınışı ile irkildim.
"Can bey iyi misiniz?"
Rüya... Üç yıldır bu kız benim arkamı topluyor bana fikir ve ilham veriyormuş. Anılar ve geçmiş yok olsa dahi duygular silinebilir mi? Cevabını bilmesem de onun sıradan bir hizmetçi olmadığın biliyordum. Çevremdeki insanlar da adı geçtiğinde bana gösterdikleri saygıdan farklı bir saygı gösteriyorlardı ona karşı. O da sıradan bir hizmetçi olmadığını hareketleriyle gösterse de sonradan dudaklarını ısırarak benden uzak bir köşeye kaçıyordu.
"Can endişeleniyorum. Lütfen bir tepki verir misin? İçeri gireceğim eğer tepki vermezsen."
İşte yine aynısını yapmıştı. Bir anda aradaki siz yaklaşımı kaybolup gitmişti. Birazdan kapıyı açtığımda tekrar o dudak ısırışı ve benden kaçışını görecektim. O daha kapıya yeltenmeden siyah tişörtümü ve siyah pantalonumu giydim. Kapı kolunun oynadığını fark edince kapıyı açmak için kola asıldım. Kapı içeri doğru açıldığından ve ikimizin de aynı anda gerçekleşen açma gayretinden dolayı olacak, kapı açılır açılmaz birlikte yere düştük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Polaris ve Ferkad
General Fiction"Buraya yalnız başıma kalmak istediğim vakit sürekli gelirdim. Şehirden uzaktayken tüm yıldızlar kendini apaçık şekilde gösteriyorlar ama hala içlerinden en parlak olanı Polaris. Polaris'in neden bu kadar önemli bir yıldız olduğunu biliyor musun?" R...