Sevdiğim bir kadın var, evet. Neredeyse her şeye sahip oluyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
UYARILAR Kan / küfür / alkol ve tütün kullanımı.
Thomas Shelby'e yaklaşmaya bile korkuyorlar, evet, hem de çok. İşin garibi, bana bir şey yapmayacağını biliyordum. Yani, neredeyse tüm İngiltere ondan korkarken ben onu tüm kalbimle seviyordum ve tüm kalbimle bana zarar vermeyeceğine inanıyordum.
Bahis oynamıyordum, barmen değildim. Gittiği başka yer olduğu söylenemezdi. Ben hariç. Doktora çok sık ihtiyaç duyuyorlardı ve ben sessizlik konusunda çok iyiydim. Galiba tek sorunum gözlerimi ve sözlerimi ondan esirgeyemememdi.
John'u paldır küldür karşımdaki masaya yatırdıklarında karşı tezgahta ihtiyaç duyduğum her şey hazırdı.
"Sana kavga yok demiştim!" Diye bağırdı Thomas. Ne yaparsa yapsın harikaydı. Parmağını ufaklığa salladı, John onun yanında oyuncak gibi kalıyordu, gözlerindeki şimşekleri görebiliyordum. "Sen ise kendini vurdurttun!"
John inledi ve Arthur'a uzandı, Arthur eline bir içki şişesi tutuşturdu. İçmeyi bitirmesini beklemeden karnına bir kova suyu bocaladım. Zaten buraya gelirken vakit kaybetmişlerdi, üzerine bir de yarayı temizlemekle vakit harcayamazdım. Arthur küfür savurduğunda bu sefer Thomas ona bağırmaya başladı.
"Sorun yok," diye homurdandım ve bir bezle yaranın üzerindeki fazla kanı aldım. Thomas bana döndü. Bazen beni böyle dikkatli izlemesinin sebebinin bana bir şeyler hissettiği için olmasını diliyordum ama ailesinden ve elbette çetesinden birine doğru müdahale ettiğimden emin olmak istiyordu. Mesela şu an yüzümü incelerken de soğukkanlılığımı ölçüyor olmalıydı.
Arkamı dönüp hızla tezgahtan sivri uçlu bir bıçak aldım. John bıçağa dehşetle bakarken stresle güldüm. "Bu acıtacak Shelby."
"Lanet olsun," diye tısladı ve tekrar içkiyi kafasına dikti. Bıçağın ucunu yarasının üzerine getirdiğimde Arthur elindeki şişeyi aldı. Çok geçmeden John'un feryatları odayı doldurdu hatta taştı.
