Sabah olmuştu. Gece Savaş'ın bana öyle davranmasından 6 saat 15 dakika geçmişti. Bir daha asla onunla konuşmayacaktım. Salak, gerizekalı, aptal ben. Neden bir erkekten kendine masal anlatmasını isteyesin ki. Çünkü ben MALIM!!!
Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra oturma odasına geçtim. Gördüğüm şeyle bayağı bir kahkaha attım. Buna kahkaha denirse tabiki. Resmen anırdım. Gördüğüm şey tam olarak Savaş'la el ele tutuşmuş bir adet Burak'tı ve ikisi de uyuyorlardı. Tabi benim kahkahama uyandılar ve hemen ciddi bir tavır takındım. Sonuçta azıcık tripli olmalıyız değil mi? Kızlık kuralları ndan bir tanesidir trip. Önemli yani! Mis gibi yemek konusunun geldiği yere döndüğümde Barış'ı yemek yapar halde gördüm:
-Vaaay Barış Bey! Günaydınlar olsun efendim. Bu ne büyük bir sürpriz böyle. Deyip hafif güldüm. O da bana bakıp güldü ve:
-Eee bugün kahvaltıda yanımda erkekler olmayacak. Kibarlık yapmam lazım değil mi? Deyip bana göz kırptı. Biraz utanmış olabilirim. Birazcıkta yanaklarım kızarmış olabilir ama neyse. Ben de Barış'a yardım etmeye başladım. Her şey çok güzel olmuştu, yemekleri masaya koyduk ve herkesi çağırdık. Şuan herkes masada yemek yiyorlardı. Pardon düzelteyim. Ayı gibi tıkınıyorlardı! Aghh bu erkekler! Sonra Burak tuzu istedi ve tam ben verecekken Barış'ta tuza uzunzanınca malum şey gerçekleşti. Barış elimi tuttu. Bir anda gözlerim Savaş' a kaydı. Sanki tepkisi neydi ölçmek istiyordum. Keşke bakmasaydım. Çok -- bir saniye, masadan kalkıp sinirle soluyarak gitti. Bende hemen elimi çekip önüme döndüm ve Barış'a pardon dedim. Önemli değil deyip bugün bana ikinci kez göz kırptı. Aghh Allah'ım sen bana yardım et. Utancımdan yanaklarım gene kızardı felan işte. Sonra yemeği bitirip kahvaltıyı toplamaya başladım.
Tabakları makinaya dizdik. Barış'la. İşimiz bitince teşekkür edip hafif tebessüm ettim. O da bana aynı şekilde karşılık verdi. Beraber koltuğa geçtik. Şuan aramızda bir Savaş eksikti ama banane. O aptal insanı görmek istemiyorum. Burak televizyondaki adama:
-Bir kızla öyle mi konuşulur lan it!? Diye bağırdı. Bende hafif öksürüp:
-Bir kızın yanında kaba kelimeler kullanılır mı Burakçım? dedim.
-Pardon seni unutmuşum minik koala . Yanımda her zaman bu ayılar olunca .deyip sırıttı. Aniden Barış 'ın telefonu çalmaya başladı. Açtı. Konuştu. Kapattı. Ve bize döndü. Yüzü çok neşeliydi.
-Gençler bir gün daha burada mahsuruz. Dedi. Ben hemen araya girdim:
-Yaa olmaz ama yaa! Yapmam gereken ödevler var mailimde. Barış:
-Sen bana at malinden ben hallederim. dedi. Burak:
-Abi sen niye bu kadar mutlusun?
-Bilmem neden mutluyum? deyip. Bana imalı imalı baktı. Ben hemen gözlerimi kaçırdım.
1 Saat sonra...
Savaş aramıza gelmişti. Ancak hiç konuşmuyor du. Göz teması kurmuyordu. Bir nokta ya odaklanmış öylece bakıyor du. Ben de sıkılıp telefonumla oynamaya başladım. Sonra aklıma bir fikir geldi:
-Super olur, deyip bana çok çekici bir şekilde baktı. Ben gene gözlerimi kaçırdım.
İlk Burak ismini söyledi:
iamburak kişisi arkadaş olarak eklenildi.
Sonra Berk:
yoursuperhero_berk kişisi arkadaş olarak eklenildi.
Ardından Mert:
Mert Aksoy kişisi arkadaş olarak eklenildi.
Sira Barış'taydi:
koalasever_barış kişisi arkadaş olarak eklenildi.
-hepinziin adları kisiliginizi yansıtıyor biliyor musunuz? deyip hafif sesli bir şekilde güldüm. Barış'a dönüp sordum:
-Seninkini pek anlayamadım. Ne anlama geliyor?
-Bilmem. deyip muzipçe sırıttı. Peki ben hâlâ anlayamadım. Sonra sıkılıp Burak'a benim fotoğraf ımı çekmesini söyledim geldi. Fotoğrafçı bir karaktere bürünerek bana pozlar verdirtti. Ben de instagramdan paylaştım:
queenofworld_kayla:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Instagram kullandığımı hatırladım :p
15.9k beğeni +150 yorum
iamburak: Yakıyorsun bee! Kim çekti sonuçta bu fotoyu ,değil mi?
yoursuperhero_berk: Yavrum baban nereli? Nereden bu kaşın gözün temeli? ...