5

666 47 164
                                    

"Bunu nasıl çantaya koyacağız."

"Ben dikkatini dağıtacağım, sen de koyarsın."

"Tamam." Tom ile koşuyorduk. Ben daha da hızlanıp Matematik öğretmeninin önünden giderken bilerek kendimi yere attım.

"Ahh! Dizim! Çok acıyor." Adam başta inanmayacak olsa da soyulan dizimi görünce çantasını yere bırakıp yanıma geldi.

"Yavrum. Dikkatli olun diyoruz size." O dizime bakarken ben de Tom'a bakıyordum. Yılanı çantaya koydu ve gülümseyip gitti.

Lan ben burada kaldım.

"Özür dilerim hocam dersimiz sizinleydi ve yetişmek için koştum."

"Neden dışardasın?" Haydi bakalım.

"Şey...arkadaşım bir eşyamı camdan attı da onu almaya indim." Off zekaya bak.

"Tamam sınıfa çık geliyorum ben de." Ben yavaşça sınıfa giderken o ise öğretmenler odasına gitti. Sınıfa çıktığımda Tom hâlâ sırıtıyordu.

Gerizekalı, aptal, mal. Bir daha seninle bir sey yaparsam 72 sülal- neyse kendi aileme saydırmayayım.

Öğretmen içeri girdi. Her zamanki diyaloglar oldu biz oturduk ve çantasını açtı. Aniden çığlık attığında ne kadar saçma bir şey yaptığımızı fark ettim. Bir an çantamdan yılan çıktığını hayal ettim de.

Yok, kalsın.

Herkes gülerken adam sinirden kıpkırmızı olmuştu.

"Kim yaptı bunu!" Kimseden ses çıkmadı.

"Size kim yaptı dedim!" Tom yavaşça ayağa kalktı.

"Efendim... Ashley yaptı." Anında bakışlar Tom'dan bana kaydı.

"Müdürün odasına." Ben şaşkınca Tom'a bakarken o ise sırıtıyordu. Öğretmenle müdürün odasına çıktık.

Öğretmen neler olduğunu anlatırken ben ise kafamı eğmiş bekliyordum.

"Böyle bir şeyi yapmaya nasıl cüret edersin?!"

"Özür dilerim."

"Özür dilemen bir işe yaramaz. Sana ceza veriyorum. Bir hafta spor salonunu sen temizleyeceksin."

"Ama-"

"Tertemiz olacak. Bir dahakine uzaklaştırma alırsın ona göre. Çıkabilirsin."

"Peki efendim. Tekrar özür dilerim." Odadan çıktığımda Tom'u ellerimle boğmak istiyordum. Böyle ellerim boğazını sarıp sıkacaktım. Sinirle sınıfa girip kapıyı çarparak arkamdan kapattım. Çantamı alıp Sherlock'un yanına oturdum. İyi ki yanı boştu. Yoksa mal gibi ortada kalırdım.

Aynı sinirle çantamı yere bıraktım. Çıkardığı ses sessiz sınıfta yankılandı. Şu an önüme kim gelse ağzını yüzünü kırabilirdim. Ön sıralardan bana bakan çocuğa döndüm.

"Ne var?! Ne oldu?!" Çok korktuğu belliydi.

bEn BIr BAd GIrl'Üm.

"Y-yok bir şey." Önüne döndü. Sonrasında kimse ile konuşmamıştım Sherlock hariç. Ona da olanları anlattım.

"Kendini kurtarabilirdin. Sadece öğretmen çantasını evden aldığında içinde yılan olup olmadığını sorardın. Olmadığını biliyoruz. Sonra seni sadece yere düşerken gördüğünü söylerdin. Zaten okula yeni geliyordu. Böylece senin yapma ihtimalin ortadan kalkardı."

"Çok hızlı konuştun ama ne demek istediğini anladım sanırım."

"Bir şeyleri açıklarken hızlı konuşurum kusura bakma."

The High SchoolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin