"Şimdi senin boyun nasıl 1.88?" Ayakta duran Tom'u inceliyordum.
"Ben nereden bileyim Ash."
"Sen nereden baksan 1.90 varsındır." Tom baygın bakışlarla bana baktı.
"Saçmalayı keser misin artık?"
"Saçmalamıyorum bak Tony'e soralım. Tony sence de Tom 1.90 üstü gibi durmuyor mu?"
"Hayır 1.88 duruyor."
"Nasıl ya?" Tekrar Tom'u süzdüm.
"Sapık gibi beni süzmeyi bırakır mısın?"
"Sapık gibi süzmüyorum eleştirisel bir bakış açısıyla süzüyorum. Sapıklar böyle süzer." Elimle çenemi sıvazlayarak dudaklarımı yaladım.
"Oha senden çok iyi sapık olur." dedi Pietro bana bakarken.
"Bunda zaten en başında sapık tipi vardı." dedi Bucky yanımıza otururken.
"İyi ki bir sapık gibi süzdük. Benim gibi mükemmel birini nerede bulabilirsin?"
"Çöplük?" dedi Bucky bana bakarken.
"Bu iyiydi şerefsiz."
"Teşekkür ederim biraz bir şeyler kaptım."
"Aferin aferin böyle devam."
"Sana çöp dediğinin farkında mısın?" dedi Wanda.
"Evet ama hangi çöp olduğumu söylemedi. Geri dönüştürülebilirim yani hâlâ umut var."
"Polyanna mısın sen?" dedi Pietro.
"Polyanna salak be."
"Ha sen zekisin yani?"
"Sherlock'a göre hayır. Sana göre ise evet." Pietro dik dik bana bakarken sırıtıyordum.
"Peki muhabbet benim boyumdan buraya kadar nasıl geldi?" dedi Tom şaşkınlıkla. Hepimiz bir an durup düşündük. Harbiden ne ara buraya geldi konu?
Yine uzun bir süre bölüm gelmeyebilir. Ama emin değilim gelebilir de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The High School
أدب الهواةTom Hiddleston her detayıyla mükemmeldi. Tamam belki biraz gıcık olabilirdi. Ama yine de onun mükemmel olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. ×××Not: Kitaptaki oyuncular sevdiğim film veya dizilerdeki rollerinden de bir parça taşıyacaklardır.×××