18

351 38 11
                                    

"Her şey tamam mı?" Son kez yaka cebimdeki küçük ses kaydedicinin açık olup olmadığına baktım.

"Evet. Hadi kapıyı çal." Sherlock kapıyı çaldı. Pietro da arkamızda bekliyordu. Kapı açıldı.

"Merhaba ben avukatım bunlar da stajyerlerim. Size yardımcı olmak ve kızınızı bulmak için buradayız." Adam bir süre bize göz gezdirdi.

"İçeri geçin." Gülümseyerek içeri girdim, diğerleri de arkamdan. Adam nasıl bu yalana inandı? Koltuklara oturduk.

"Öncelikle verdiğiniz ifade benim için önemli değil. Soracağım soruları sizden, siz baskı altında olmadan duymak istiyorum sadece."

"Sorabilirsiniz." Hiç de böyle dövecek birine benzemiyor.

"Kızınız kaç yaşında?"

"On yedidir herhalde."

"Annesi ne zaman öldü?"

"Ne yapacaksınız?!"

"Sadece ondan sonra travma olmuş olabilir diye soruyorum."

"Yaklaşık dört sene önce."

"Peki şu Thomas adlı şahısla ne kadar zamandır görüşüyor."

"Bilmiyorum, ben onları sadece bir kere gördüm."

"Kızınızın morluklarını ne zaman fark ettiniz."

"O çocukla görüştüğü zaman." Bir süre gözlerini etrafa çevirdi.

"Doğruyu söylüyorsunuz değil mi?"

"Evet, şüpheniz mi var?!"

"Sakin olun öyle bir şey yok. Emin olmak istiyorum." Adam aniden ayağa kalktı.

"Avukat olduğuna inandığımı mı sandın. Küçücük çocuksun sen daha. Hepiniz defolun evimden." Biz de ayağa kalktık.

"O kızı sen dövdün değil mi? Hatta bir kere de değil, sürekli. Bir gün polise gideceğini biliyordun ve suçu Tom'a yıktın."

"Evet ben dövüyordum. O gerizekalı bana karşı çıkmaması gerektiğini er geç anlayacak. Bir gün onu ölesiye döveceğim ve o zaman onu kurtaracak bir Tom olmayacak."

"Hapiste çürüyeceksin adi." dedi Pietro. Ve adamın üzerine uçtu. Birkaç yumruktan sonra Sherlock onu tuttu ve koşarak evden çıktık.

Cebimdeki ses kayıt cihazını çıkarıp kaydetme düğmesine bastım.

"Bu elimdeki Tom'un ve Ariel'in kurtuluş bileti."

"Bir de hâlâ ölesiye döveceğim diyor." dedi Pietro sinirle.

"Tamam sakin ol. Adamı dövdün zaten." dedi Sherlock.

"Bıraksaydınız biraz daha dövseydim."

"Saçmalama. Zaten gideceği yer ona yeter." İkisi de kafasını salladı. Evin yakınlarındaki karakola varıp içeri girdik. Sherlock içeri girdi ve yirmi dakika sonra çıktı.

"Tamamdır evine yakalamaya gideceklermiş."

"Biz de eve gidelim o zaman."
——————————————

Kapıdan içeri girdiğimizde ev boş görünüyordu.

"Tom! Ariel!" Ses yoktu.

"Neredeler?" dedi Pietro. Odama girdiğimde etraf darmadağındı. Kaşlarımı çattım.

"Burada neler olmuş böyle?" dedi Sherlock.

"Hiçbir fikrim yok."

– Hişşt geri bas lan, geri bas.

– Aga sana ne oluyor aga?

İşte Kuzey Güney repliği falan.

The High SchoolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin