Sıcaktı. Çok fazla sıcaktı. Öyle ki,beni uyandırdı. Gözlerimi açtığımda,Louis Tomlinson tarafından sarmalanmıştım. Başı göğsümde derin bir uykudaydı. Hala yatağımda ve derin uykuda olduğunu hazmetmet için duraksadım.
Geceyi benimle geçirmişti.
Ona dokunabilirdim. Hala derin bir şekilde,huzurla uyuyordu. Çekinerek elimi kaldırdım ve parmak uçlarımı sırtından aşağı kaydırdım. Cılız bir inilti eşliğinde hareket etti ve daha sonra uyandı. Onu izleyebilme şansına sahipken onu uyandırmıştım ve kendime lanet ediyordum.
Uyandı ve yanında beni görünce gülümsedi.
"Günaydın." diye mırıldandı ve sonra kaşlarını çattı. "Uykumda bile sana çekiliyorum."
Yavaş yavaş kendine gelirken vücudunu benimkinin üzerinden kaldırdı.
"Çok sıcaksın." diye mırıldandım.
"Sende fena sayılmazsın" deyip bana göz kırptı. "Saat kaç?"
"Yedi otuz."
"Yedi otuz... Siktir geç kaldım!"
Yataktan aceleyle kalktı ve giyinmeye başladı. Onun odamda telaşlı bir şekilde hareket etmesini izlemek çok keyifliydi. Otururken popomun acımadığını fark ettim.
"Üzerimde çok kötü bir etkin var. Ben asla geç kalmam. Bir ilk daha,Bay Styles." dedi ve giyinmesini tamamlamıştı. Üzerime eğilip yüzümü avuçları arasına aldı ve dudaklarıma cennetten çıkma bir öpücük bıraktı.
"Pazar" dedi. Bu tek kelimelik bir vaatti.
"Tris gelip kaplumbağa işini halledecek,ciddiyim bir daha kullanma. Pazar günü benim evde görüşürüz. Saati e-posta atarım." dedi ve çıkıp gitti. Hortum gibi hızlıydı. Ama önemsemedim. Çaya ihtiyacım olduğunu hissederek mutfağa yöneldim.
Louis Tomlinson geceyi benimle geçirmişti ve seks yapmamış,sadece sarılmıştık. İnanılmaz dinlenmiş hissediyordum.
Gülümsedim.
Kahvaltıdan sonra duş alıp üstümü giyindim ve Law'sdaki son günüm için giyinip evden çıktım.
Audi'yi kullanmak büyük bir keyifti. Kaplumbağamda böyle bir keyif söz konusu değildi.
Giderken onu düşündüm. Bazen orospu çocuğunun tekine dönüşüyordu. Niall'ın dediği gibi onun kıçına tekmeyi basmak istiyordum o zamanlarda. Ama bunu asla yapamayacağımı biliyordum. Sorun şuydu ki ben sadece Louis Tomlinson'ı istiyordum. Tüm bu yükleri değil.
Deneyeceğimi söylemiştim. Bir itaatkar gibi. Yapabilir miydim? Bunun hakkında hiçbir fikrim yoktu ama öte yandan o da deneyeceğini söylemişti. Daha fazlası için deneyeceğini söylemişti.
Bir kez daha mutlu olmuştum.
Law's'ın park alanına girdim. Kapıdan girerken son günüm olduğuna inanamıyordum. Burada dört yıldır çalışıyordum ve bugün son günümdü. Öğle arasında Bayan Lawrence beni depo olarak kullandığımız yere çağırdı. Yanında bir kurye vardı.
"Bay Styles?" dedi kurye.
"Evet?"
"Bu size" deyip ufak bir kutu uzattı. Şaşkınlıkla kutuyu alıp uzattığı kağıdı imzaladım ve hemen açtım.
Bir Blackberry.
Hattımı takıp telefonu açtım,ondan bir mesaj vardı.
*Seninle her zaman iletişim kurabilmem için bir Blackberry'ye ihtiyaç duyacağına karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fifty Shades of Tomlinson || Larry
FanfictionFSoT serisinin ilk kitabı. ikinci kitabın ismi: Your Love Is King