Seven

19 10 0
                                    

Şimdi kızlarla eşyalarımızı yerleştiriyorduk. Şirkete gittiğimizde menajerimiz olduğunu belirten Liz, bizi yurda getirmişti. Herkes odasını seçerken ben siyah ağırlıklı bir odayı kendime seçmiştim. Şimdi ise kızlarla eşyalarımızı diziyorduk. Aklıma Lucas ve Jack ile buluşmak istediğimiz gelmişti. Onlara haber vermeyi unutmuştuk. En iyisi Jack'i arayıp haber vermek.

"Alo Ess. Efendim?"

"Selam Jack. Akşam dışarı çıkalım mı bizimkilerle?"

"Ah olur ama siz yurda yerleşmediniz m? Orada gece çıkma yasağı olmalı."

"Ah önemli değil biz de kaçacağız zaten."

"Oo tehlikeli kız... En sevdiğim."

"Tavlana moduna girmeden kapatıyorum. Saat 19.30 da Darkness Bara gelin. Görüşürüz."

"Oh okey. Görüşürüz güzelim."

Jack bazen yavşalaşsa da bizi kız kardeşi gibi gördüğünü düşünüyordum. Her neyse şimdi Rain'e haber vermeliyim.

"Rain!"

"Ah niye bağırıyorsun. Hemen yan odandayım."

"Jack ile konuştum. Saat 19.30 da Darkness barda buluşacağız. Haberin olsun geç kalmayalım."

"Tamamdır."

Eşyalarımızı odalara yerleştirdikten sonra çok yorulduğumuz için ortak olan salonda bulunan kanepelere kendimizi atmıştık. O sırada içeriye menajer unnie girdi.

Liz : Evet kızlar. Size düşünmeniz için süre vermiştik ve bu süre doldu. Grubunuzun adına karar verdiniz herhalde, değil mi ?

Herkes oda düzenini kurmaktan grup ve fandom ismini bulmayı unutmuştu. Bu yüzden üyeler birbirine bakıyordu.

Liz : Sakın bana bulmadığınızı söylemeyin!!

O sırada aklıma gelen fikirle sinsice gülümsedim.

"Unnie! Tabi ki düşündük."

Herkesin gözleri beni bulmuştu.

"Grubun adı Dark Since olacak ve kısaltımı DS ( Okunuşu; Dies )olacak. Fandom ismimiz ise... Deaser!"

O an aklıma böyle güzel isimler  geldiği için Tanrı'ya teşekkürlerimi iletiyordum. Tabi ki herkes şaşırmıştı. Çünkü hepsini doğaçlama söylemiştim.

Rain : Tanrım bu Harika! Ne zaman düşündün bunu!

"Ah sağol aklıma bir şekilde geldi işte."

Liz : Gerçekten buldukların güzelmiş. Aferin Ess.

Üyeler de menajeri onaylayıp bana sıcak gülümsemelerini sundular.

"Teşekküre gerek yok. Bu bizim görevimiz Liz unnie."

Liz : Ah tamam. Kızlar ben gidiyorum. Yarın sabah hatta artık her sabah saat 9 da şirkette olacaksınız. Şarkı yazarınızı seçtiniz mi?

"Eğer izin verirseniz şarkı yazarı ben olmak istiyorum."

Üyeler de sorun yaratmadan kabul ettiler. Neredeyse liseden beridir rap ve vokal besteler yapıyordum. Ve elimde yapılı duran bir çok şarkı vardı. Ama en çok sevdiğim şarkım 'Black is Moon' ismli bir şarkıydı. En kısa sürede PD'nim ile konuşup bu şarkıyı değerlendirmelerini isteyecektim. Eğer beğenirlerse ilk come back'in bu şarkıyla olmasını istiyordum.

Menajer gittikten sonra kızlarla acıktığımız için bir tabak kimchi ile beş kişilik ramen yaptık. Gerçi yaptık demeyelim çünkü Mia Unnie yaptı. Bu kadar kısa sürede birbirimizi tanımayı başarabilmiştik. Lucy Unnie grubun lideriydi ve davranışları gerçekten bizi korumaya çalışan ablamız gibiydi. Mia Unnie ise yemek yapmayı ve yemek yemeyi çok severdi. Bıraksak yemek ile aşk bile yaşayabilirdi. Weronika Unnie ise grubun umut kaynağıydı. Kim mutsuz olsa her zaman yanına gidip teselli ederdi. Rain zaten on iki yıllık kız kardeşimde. Rain ile, onları sadece bir gün içinde tanımıştık.

Yemeğimizi yedikten sonra saatin 18.46 olduğunu farkettim.

"Rain kalk hadi hazırlanalım."

"Ah tamam."

Rain ile dışarı çıkacağımızın haberini üyelere söylemeyi hatırladım.

"Kızlar biz Rain ile arkadaşlarımızla buluşacağız. Lucy Unnie bizi idare edebilir misin lütfen...?"

Lucy : Ah... ama sen gözlerimin içine böyle bakarsan hayır diyemem ki! Neyse gidin ama saat onikiden önce burada olacaksınız yoksa hiç affetmem ikinizi de pataklarım!

"Ah teşekkürler unnie. Geç kalmayacağız."

Lucy unnieyi öpüp odama koştum. Seçtiğim elbiseyi giyinip saçlarımı bukle yaptım. Dudağıma çilekli lipstickimi sürüp salona geldim.

Mia : Aman Tanrım! Çok güzel olmuşsun.

"Ah teşekkür ederim Unnie."

O sırada kapıdan giren Rain ile gözlerim bayram etmişti. Aman tanrım bu kız niye bu kadar tatlı olmak zorunda ki!

"Rain'im çok güzel olmuşsun!"

"Ah sağol Ess'im sende öylesin. Hadi çıkalım."

Rain ile unnielere veda edip yola koyulduk. Saat 19.02'ydi. Önümüzde bir taksinin durmasıyla şansımıza gülmüştük. Acele acele taksiye binip gideceğimiz yeri tarif ettik.

"Ess, içki içer miyiz?"

"Ah Rain senin içmeyeceğin kesin! En son içtiğinde üstüme kusmuştun!"

"Ah haklısın. Peki ya sen?"

"Ben sarhoş olmadığım için içerim sanırım."

"Tamam o zaman bende meyveli kokteyli içerim."

"Tamam Rain'im."

Dark Since / Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin