Para, oldukça fazla para

6.2K 72 28
                                    

Ve o gözler... Onların içinde kendimi kaybettim.

➳➳➳

[Madison'nun anlatımı]

Koyu, gizemli kahverengi gözler..

Gözlerine baktıkça kendimi onların içinde kaybolmuş gibi hissediyordum, gözleri koyu kahverengini vurgulayan uzun kirpikleriyle çevrelenmiş şekilde büyüleyiciydi ama gözlerine iyice baktığımda derinlerde bir şeyler saklıyor gibiydi.

Yavaşça Bay Mendes'i incelemeye başladım; yumuşak gözüken pembe dolgun dudaklarına, sert keskin çene çizgisine ve kaşlarının simetrisine kısaca yüzünün her ayrıntısına dikkatlice baktım. Gerçekten de nefes kesici şekilde yakışıklıydı.

Ne kadar zamandır bu pozisyonda olduğumuzu fark etmemiştim ama Shawn'nın eli çenemi bıraktığında arkada duran Gizele'nin şaşkın ifadesini gördüm sanırım yeteri kadar uzun zamandır bu pozisyonda durduğumuzu anladım.

Herkesin yoğun bakışlarından kaçmaya çalışarak başımı tekrar öne eğdim ve ayaklarıma baktım. Bu sırada Bay Mendes yavaş adımlarla benden uzaklaştı ve o zaman tekrar ona bakma cesaretini topladım.

Geniş omuzlu, uzun ve zayıftı. Saçları biraz uzun ve kıvırcıktı, ama onunla ilgili her şey güzel gözükse de, onda doğru olmadığını hissettiğim bir şeyler vardı. Belki bu his onun aurasıydı ? Ama sonuçta onun gizemli tipi çok fazla tehlikeli gözüküyordu.

Bana bakarak Gizele'ye "Mümkünse, Alexander ile konuşmak istiyorum." dedi.

Dollhouse 'a girdiğinden beri ilk kez konuşmuştu ve dürüst olmak gerekirse ses tonuna hiç şaşırmamıştım, tıpkı beklediğim gibiydi.. derin ve etkileyici ayrıca da görünüşüyle tamamen uyumluydu, zaten koyu renk takımı ve pantolonu otoriteden başka bir duyguyu yansıtmıyordu. Onun önemli ya da en azından zengin biri olduğunu biliyordum.. 

Gizele ona gözlerini kocaman açmış, dudaklarını aramış halde baktı, nasıl cevap vereceğinden emin olamaz halde duruyordu. Gizele'nin neden böyle davrandığını anlamıyordum sonuçta o 'zengin' müşterilerin isteğini yapmak zorundaydı.

Gizele sonunda endişeyle kekeleyerek cevap verdi. "Elbette, ama neden ?"

"Beni ona götür yeter." Bu sefer daha emredici bir sesle söylemişti. Gizele, zengin müşteriyi daha da kızdırmak istemeyerek başını salladı. "Beni takip edin." dedi, alçak bir sesle.

Bay Mendes, Gizele'yi durdurarak beni gösterdi. "Onun benimle gelmesini istiyorum."

Bir an herkesin gözlerini üzerimde hissettim, dudağımı ısırarak sol ayağımı sağ ayağımın yanına kaydırdım ve ağırlığımı sağ ayağıma verdim. Genelde gergin olduğum zamanlarda yaptığım bir hareketti.

"O mu ?" Gizele şaşırarak kaşlarını kaldırdı ve ardından başını salladı. Ona yaklaşmamı işaret etti, ve elimi tuttu. Biz önden Bay Mendes arkadan yürümeye başladık.

İşte o an kendimi av, Bay Mendes'i ise avcıymış gibi hissettim. Yürürken arkamdan beni süzdüğünü hissedebiliyordum, gerilmiştim ve uygun kıyafetler giymemiş olmam beni daha da çok geriyordu.

Merdivenlerin olduğu kısma gelmiştik ve yavaşca merdivenleri çıkmaya başladık ancak son adımda ayağım kaydı ve dengemi kaybettim.

Geriye doğru düşerken canımın yanmamasını umarak fısıldıyla kendi kendime söylendim ama bir dakika düşmemiştim...

Çıplak sırtıma soğuk bir el dokundu ve beni belimden kavrayarak dengemi tekrar sağlamama yardım etti.

Ben neredeyse düşmekten son anda kurtulduktan sonra Gizele "Dikkat etmelisin bu merdivenler çok dik."  dedi.

Daddy • Shawn Mendes•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin