ŞÖHRETİMİN GÜZELLİĞİ JaeYong

-18-

Neredeyse tüm planı yapmıştık, ben ve Lee Hoseok bir kafeye gidecektik ve orada tanışıyormuş gibi yapacaktık, Johnny hyung ise oraya Taeyong Hyungu getirecekti.  

Dolabımdan beyaz bir tişört ve mavi bir pantolon çıkartıp giydim ve ardından çorap çekmecemi açtım.

''Taeil korkuyorum, ben nasıl rol yapacağım?''

''Sadece salak salak gül yeter.''

''Senin taklidini mi yapacağım?''

Bana elindeki dergiyi fırlattığında hızla diğer tarafa koştum, dergi duvara çarpıp birkaç sayfa açık kalacak şekilde yere düştü. Gülüp ona baktım ve elimi yüzümün hizasında kaldırdım ve yüzümü ciddi bir şekile büründürdüm.

''Ah Johnny, ellerim en çok ellerine yakışıyor!''

Bana doğru koştuğunda odadan çıktım ve salona doğru koşmaya başladım, babama çarptığımda biraz geri çekilip yüzüne baktım.

''Özür dilerim baba.''

O ise beni kendine çekip sarıldı.

''Bana kırgın olma Jaehyun,  o dosya çok önemliydi bu yüzden bulamayınca çok endişelendim. Üzgünüm bebeğim.''

Babamın kaslı sırtına ellerimi koyup sıkıca sarıldım.

''Önemli değil baba.''

Çok önemliydi aslında.

''Merhaba Bay Jung.''

''Merhaba Taeil, nasılsın?''

''İyiyim efendim, teşekkür ederim. Siz nasılsınız? İşleriniz yoğun gözüküyor.''

''Ben de iyiyim Taeil, işlerim biraz yoğun. Sorduğun için teşekkürler. Şimdi gitmem gerekiyor, hoşçakalın!''

Babam hızla odasına ilerlediğinde Taeil'e baktım, beni kovalama sebebini unutmuş görünüyordu. Bir koltuğa oturup kafasını arkaya attı, yanına oturup çoraplarımı giymeye başladım.

''Korkuyorum.''

''Johnny ve Taeyong da oraya gelecek, korkmana gerek yok.''

''Ya beni engellemezse?''

''Sanmıyorum, kuzenler arasında rekabet vardır.''

Sessiz kalıp çorabımı giydim ve kafamı arkaya atıp gözlerimi kapattım.

''Dün Johnny'nin eski sevgilisini gördük.''

''Siz dün buluştunuz mu? Ne ara ya?''

''Akşam... hayır hayır gece. Biraz dolaştık işte.''

''Sevgilisi ne yaptı? Siz ne yaptınız?''

''Kız yanımıza geliyordu ama Johnny beni öpünce gelmedi.'' dedi gülerken. Gülümseyip mırıldandım.

''İlişkiniz çok güzel, kıskanıyorum.''

Aramızda biraz sessizlik oldu, ardından kısık sesini duydum.

''Senin daha güzel bir ilişkin olacağına eminim.''

Ona doğru dönüp kolumu karnına attım ve başımı da omzuna koydum.

''Yeter bu kadar, kalk da kafeye gidelim.''

Ayağa kalkıp kapıya ilerledim ve ayakkabılarımı da giydim, Taeil de çıktığında şoföre ilerleyip kafenin adını söyledik ve araca bindik. Şoför aracı sürmeye başladığında kendimi dizginlemeye çalıştım, çok heyecanlanıyordum gereksiz yere.