Bölüm şarkısı: Lorde- Buzzcut Season
Eve dönmek istemiyordum. Tek başına dışarıda yürümek çok güzeldi. Sanki kendinizi tüm hayattan soyutluyordunuz. Bunca yıldır yapmaktan vazgeçemediğim tek aktiviteydi. Birileriyle bile olsam bir fırsatını bulup kaçardım. Bunu benden kimse çalamazdı. Özellikle bu kişi tanımadığım ve beni takip eden bir ruh hastasıysa.
Sanırım yaklaşık iki saattir kayalıklarda oturuyordum. Anonim olan kişi her kimse haklıydı. Cidden soğuktu ama şu sıralar soğuk havaları ve üşümeyi seviyordum. İnsana yaşadığını hissettiriyordu. Aynı zamanda anonim şahısın haklı olduğu diğer konu ise buradaki erkeklerin ciddi anlamda yavşak olduğuydu. O kadar rahatsız edici bakıyorlardı ki huzursuz olmak imkânsızdı. Bakmakla yetinmeyenler de vardı ama bana daha denk gelmemişti. Diğer yandan korkutmuyordu da zaten. Kendimi savunabilecek birisiydim. O yüzden takmadan oturmaya devam etmiştim. "Gerçekleri söylediği için mi engelledin onu yoksa cidden sapık olduğunu düşünüyor muydun?" gelen sesle yanıma baktım. Evet, hayali arkadaş gibi bir şeye sahiptim. Gerçek olmadığının farkındaydım tabii ki ama güven problemleri olan birisi için kötü zamanlarda konuşabileceğin biri oluyordu. Yani en azından o hissiyatı biraz olsun karşılıyordu. Gülümsedim. Bu durumda olmak trajikomikti. "Fark eder mi ki?" cevabı biliyordum. Karşımdaki benim zihnim olduğu için sormasının bir nedeni vardı. "Aydeniz, bunun böyle ilerlemeyeceğini ikimiz de biliyoruz. Korktuğun için duygularından kaçmayı ne zaman bırakacaksın? Bırak da seni anlayan birini bulmuşken bu fırsatı kaçırma." farkındaydım zaten bunun. Sadece kabul etmek istemiyordum. "Zaten mahvetmedim mi?" diye mırıldandım. Cevap beklemiyordum. Kendime yöneltmiştim bu soruyu. O esnada telefonumdan gelen bildirim sesiyle gelen bildirime tıkladım. Birisi Whatsapp'ten yazmıştı.
+90 543 *** ** **: Hadi ama cidden benden bu kadar çabuk kurtulabileceğini mi düşündün?
+90 543 *** ** **: Eninde sonunda birisine ihtiyacın olduğunu biliyorsun değil mi? Bırak, yardım edeyim sana.
Görünüşe göre mahvetmemiştim. Her ne kadar terslesem de, birisine ihtiyacım olduğunu biliyordum.
Aydeniz Akay: Numaramı nerden buldun diye gereksiz bir soru sormayacağım.
+90 543 *** ** **: Bu kadar kısa sürede beni biraz tanıdın mı? Çok duygulandım şu an. Bunun onuruna kendime yemek falan alacağım.
Aydeniz Akay: Tipik bir anonim tipleme olduğun için tahmin etmesi çok zor olmadı.
Aydeniz Akay: Her neyse, yardıma falan ihtiyacım yok benim.
Aydeniz Akay: İnsanlar sorunları olduğunda bunu kendi başına da çözebilirler. Birisi olmak zorunda değil. Hayat bu, her zaman yanında biri olmayacak. Her ilişki en sonunda bitecek. Bu yüzden kendi kendine yetmeyi öğrenmelisin.
+90 543 *** ****: Haklısın. Eğer kendi başına halledebiliyorsan zaten öyle yapmalısın.
+90 543 *** ****: İnsanların duyguları vardır Aydeniz. Her ne kadar sen duygusuz bir insan olduğunu düşünsen de değilsin. Üzüntüyü hissetmen bile bunu kanıtı.
+90 543 *** ****: Sana, seni göstermek istiyorum.
+90 543 *** ****: Sana, sevilmeyi hak ettiğini kanıtlamak istiyorum.
+90 543 *** ****: Aydeniz, sen sevilmeyi hak ediyorsun. Aksini düşündüğünü biliyorum. Yanılıyorsun.
+90 543 *** ****: Sana insanları tanımayı öğreteceğim. Öncelikle kendini tanımayı. Kendini tanıdığın zaman, daha doğrusu kendine benim gözümden bakabilmeyi başarabildiğin zaman...
+90 543 *** ****: İşte o zaman karşına çıkacağım.
+90 543 *** ****: O zaman dek ise, ben her zaman seni koruyan gölgen olacağım.
+90 543 *** ****: Seni seviyorum Aydeniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyazın Sessiz Çığlığı | Texting
Short StoryUmut... Umut neydi? Neden vardı? Umut, yaşamdı. Umut biterse, yaşam da biterdi. "Her şey geçecek," diye telkin etti kendini. Kafasındaki ses ise "Geçmeyecek. Kendini aptal aptal avutmayı kes." diye uyardı. Haklıydı evet, ama ona inanmak istemiyordu.