Gerçeklik Ayini

1.1K 64 16
                                    

Aşka, duyguları olanlar ve hissedenler inanırdı. Bu duyguyu başka varlıklara yaraştıramazdınız, çoğunluğun fikri hep bu yöndeydi. Ben öyle düşünmüyordum, düşünebilen her varlık aşık olabilirdi ve aşkı en yüksek dozda bile hissedebilirdi.

Fikrim bu olsa bile hayat bana kesinlik şansını tanımıyordu, her zaman için bir yerlerde ikilemde kalıyordum. Yaptığım seçimler her defasında aleyhime olsa da yine şansım beni kurtarıyordu. Açıkçası şanslıydım.

Bugün ya da şu an mantığım ağır basıyordu, Damon'un kömür karası gözlerinin derinlerinde geziniyordum; orada neler var olduğunu bilmem mümkün değildi, bir yanı beni tehlikeyle flört etmeye davet ederken diğer yanı tertemiz kalmış gibiydi. Aslında tertemiz olması mümkün değildi, fakat aşk saf ve temizdi, kirli kalpleri bile arındırabilecek gücü vardı.

Bazen içimde benimle beraber yaşayanların varlığını düşünüyordum. Olasıydı, bazen çok duygusal ve tamamen hislerimle hareket ederken bazen acımasız ve mantıklı oluyordum. Bunca şey olmuşken içimde yaşayan başka ruhların olması garip miydi ? Sanırım değildi.

"İçeri geçmek konusunda tereddüt ettiğini biliyorum peri kızı. Bu kadar düşünmene gerek yok ama."

"İçeride yüzlerce şeytanın varlığından söz ediyorsun. Açıkçası tereddüt ediyorum."

"Bana güveniyor musun ?"

Zihnim geçmişe doğru yol almışken, bazı anılar yavaşça canlanıyordu. Buna benzer bir an yaşamamıştım fakat bu sözler çok tanıdık geliyordu kulaklarıma. Şeytana güvenmek.. Sanırım güvenmemem gerekliydi.

"Bunun bir önemi var mı ?"

Gerçekten var mıydı ? Sonuç olarak buradaydım ve şeytanın sınırları içerisinde bulunuyordum, önemi yoktu.

"Pekâlâ, sana bir şey olmayacak. Bunu yapmak isteseydim yapardım."

Damon'un düşünceli yüzünde bir süre takıldıktan sonra başka bir anı canlandı gözümün önünde.

"Daha önce yapmak istedin." dedim. Keyfim kaçmıştı, onun da öyle. Birbirimize öylece bakıp duruyorduk, kimin ne hissettiği pek belli değildi.

"Ama buna engel oldun. O zaman sana aşık değildim ve şimdi çok şey değişti. Sana zarar vermeyeceğim."

Konuşması ve ses tonu ne kadar da güven vericiydi ! Oysa ona güvenmemem gerektiğini kendi söylemişti, çünkü o şeytandı. Ancak duygular çok şey değiştirebilirdi, aşkın gücüne inanıyordum. Üstelik kendimi koruyabilirdim, ya da korumasam bile pek önemli değildi. En fazla ölürdüm ve bu benim için paha biçilmez bir çıkış kapısı olurdu.

"Peki bana karşı tavırları ne olacak ? Ya dışlanırsam ?"

"Senin insan olduğunu kimse anlamayacak, yalnızca benim yanımdan ayrılmak yok o kadar."

Ses tonu öylesine ikna ediciydi ki, kendi içimde ikiye ayrılmışken bile onu dinlemek isteyen tarafım ağır basmıştı. Zor bela gülümsedim, başımı eğip onun gülümsemesinin peşinden büyük binaya doğru ilerledim.

Muhafız görünümlü iki kişi biz onlara yaklaştıkça bakışlarını sertleştiriyorlardı. Onlardan çok farklıydım, beni kesinlikle fark edip canıma okuyacaklardı. Belki geri dönüp buradan uzaklaşmam gerekiyordu, fakat hayır onların sınırında onlardan kaçamazdım, bu mümkün değildi. Biz yaklaşmaya devam ederken Damon kulağıma doğru eğildi.

"Sakın onlarla göz göze gelme ve içeride ki kimseyle göz göze gelme."

"Bu ne demek ? Nasıl mümkün olacak ?"

Şeytan'ın Aşk'ıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin