50. Bölüm (Çocukluğumun izleri)

173 14 18
                                    

Valizlerini odama taşıyıp kış bahçesine ilerledik. Önce sırtındaki çantayı, sonra ceketini çıkardı. Minderlerden birine oturup bana baktı. Onu izlerken kendimi öyle kaptırmıştım ki, yanına oturmamı beklediğimi çok çok geç anladım.

"Sana hediyemi vermek istiyorum."

"Bunun için sabırsızlanıyorum Yixing."

"Adımı gerçekten hatırlıyorsun."

"Aslında Yifan olduğunu düşünüyordum, ama bugün aniden hatırladım."

Çantasından minicik pelüş bir köpek çıkardı. Simsiyah tüyleri vardı. Tasmasında ise 'Snow' yazıyordu. Ruhu kar gibi beyaz olan siyah bir köpekti.

"Bu beni mutlu eden tek oyuncak."

"Hm?"

"Tonlarca oyuncak alınırdı ama ben sadece onunla oynardım. Çocukluğumun izlerini taşıyor."

"Bunu bana mı veriyorsun gerçekten?"

"Evet."

"Hayatım boyunca aldığım en anlamlı hediye. Çocukluğunu bana hediye ettiğin için teşekkür ederim. Ona çok iyi bakacağım."

"Basit bulmadın mı?"

"Tabi ki hayır. Bu çok özel bir hediye. Çok anlamlı..."

Köpeği zarar görmemesi için kullanılmayan bir köşeye koyup onun minderine iyice yaklaştım. Onun hediyesi kadar anlam yüklü değildi belki, ama benim de küçük bir hediyem vardı.

"Ben bir şey öğrendim."

"Ne öğrendin?"

"Rengarenk olan her şeye 'unicorn renkli' diyormuşsun."

"Evet~"

"Bir de kar yağarken dışarıda olmayı çok seviyormuşsun. Öyle mi?"

"Evet~ Çok eğlenceli oluyor."

Uzattığım paketi açtı ve heyecanla boynuma sarıldı.

"Bunlar unicorn renkli!"

"Beğendin mi?"

"Çok beğendim."

Atkı, eldiven ve bereye sarılıp gülümsedi. Rengarenk çizgilerden oluşan takım ona gerçekten çok yakışacaktı.

"Diğer hediyem hoşuna gider mi bilmiyorum. Aslında hediye de sayılmaz. Çünkü ikimize de aldım."

"Huh?"

Ben konuşurken atkıyı boynuna sarıp bereyi kafasına geçirdi. Tam eldiveni takacakken elini tuttum.

"O bize engel olur."

"Nasıl yani?"

Yüzükleri çıkarıp gülümsedim. Şaşkınlıkla bir onlara bir bana bakıyordu.

"N-nasıl yani?"

"Çift yüzüklerimiz olsun istedim. Arkadaşlarımızın yaşadığı gibi bir aşkımız olabilir."

Dolu gözleriyle bile büyüleyiciydi.

"Hani sana bir şey söyleyecektim ya."

"Evet?"

"Ben hep onların aşkına özendim. Seninle onlar kadar mutlu olmayı istedim."

"Bu, yüzük takmayı kabul ettiğin anlamına gelir mi?"

Yanağımdaki gamze bana daima sıradan geliyordu. Fakat onda gördüğüm şey büyüleyiciydi.

Yüzüklerimizi takarken mutluluğu belirgin bir şekilde görünüyordu. O an Dae'nin asla böyle görünmediğini düşündüm. Ya aşık değildi, ya da hiç mutlu olmamıştı. Anlaşılan artık birini aşkımla mutlu edebiliyordum.

What's Up? 15 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin