Yağızdan
Bu kadının yanında durdukça o soğuk kibirli havası etrafı bir bulut misali kaplıyordu. Odama geçerken soyadım ve hangi alanda çalıştığımı sordu. Kızına gösterdiği tavrın tam tersini bana göstermesi iyice merak duygumu körüklüyordu.Odanın kapısını açarak yol verdim:
''Buyurun Sıla hanım''
''Ne kibarsın ''
''Tam olarak benimle konuşmak istediğiniz konu nedir?''
''Sadede gelelim diyorsunuz''
''Affedersiniz ama merak etmiyor da değilim. Takdir edersiniz ki dün gece zordu sizin kızınızın yanında olmanız gerekirken benim yanımdasınız ve bir konu konuşmak istiyorsunuz bundan dolayı bazı taşlar yerine oturmuyor bende''
''Yağız evladım sizin kızım için endişelenmeniz beni bir anne olarak ilgimi çekti ve 27 yaşındaki kızımın hayatında kimler girdi nasıl arkadaşlıklar kurdu biliyorum o benden ne kadar uzak durmak istese de hayatımız birbirine bağlı. Çok iyi bir anne-kız ilişkimiz yok fakat bu onu önemsemediğim anlamına gelmez. Sizin kızımla aranızda bir şey olup olmadığını merak ediyorum?''
''Ne kadar annesi de olsanız Nisa ile aramızdaki ilişki sadece bizi ilgilendirir''
''Kızım hep doğru insanı bulduğunu düşünüyor aynı...babası gibi şıpsevdi... benim yaptığım hatayı yapmasını istemiyorum o duygusal zayıf karakteri hemen yıkılıyor ve her dediğimde benim lafıma geliyor sadece bu ilişkiyi uzun soluklu görmüyorum haberin olsun ''
Kafamı kurcalamak istiyordu. Zihinsel bir savaş ilan etmişti tıpkı Nisa'ya yaptığı gibi aklı sıra kızından soğutacaktı beni. Dün gece karşımda en zalim anne dururken şuan Nisa için endişelenmesi ve beni kızına uygun bulmaması tam bir ironiydi. Başka bir şey demeden odayı kibirli edasını bozmadan çıkmıştı. Bende bu konuşmayı unutmaya çalışarak eve doğru yol aldım.
Eve gelince Melih sofrayı hazırlamıştı. Sıcak havadan dolayı karpuz peynir ikilisi bize yetiyordu.Ama her seferinde bu muhabbeti yapardık
''Hoş geldin doktor civanım''
''Hoş buldum sofrayı yine donatmışsın dostum(!)''
''Bir kuş sütü eksik kıymetini bil!''
''Afiyet olsun''
''Nöbet nasıl geçti?''
''Zor...Nisa acildeydi.''
''Ne nesi vardı ?''
''Sinir krizi geçirmiş''
Masaya yumruğunu vurarak
''Demiştim oğlu o kız sana karşı hissettikleri basit değil! ama beyefendimiz kızı düşünmek yerine Leyla'sının yanında olabilmek için bir insanın ya!Bir insanın duygularıyla oynadın !! Yakışıyor mu oğlum sana sen masum bir sevdaydı ama sen onu kirlettin başkalarının ahıyla kirlettin!''
''Yeter Melih! Tam olarak benim yüzümden değil annesiyle kavga etmiş ama benimde payım yok değil demiyorum. Bana aşık olacağını düşünmemiştim. Takılırız o sırada bende Leyla'nın yanında daha fazla vakit geçiririm diye düşündüm. Şerefsizlikti tamamen yaptığım! Ama düzeltmek istiyorum biraz olsun''
''Nasıl! Ona aşık mısın ne hissediyorsun?Leyla ne senin için? Nisa ne ?Sen kime ne hissediyorsun kaç yaşındasın ama duygularından bihabersin! BÜYÜ artık Yağız insanlar oyuncak değil onlarla oynayamazsın!''
dedi derin hızlı nefes almıştı zamanında sevdiği kadın onu sadece ailesi zengin diye yaklaştığını sevdiğini söylediği için karşı cinse olan güveni sarsılmıştı.Nisayı kendisiyle aynı durumda gördüğünden bu kadar sert tepki veriyordu.
''Leyla'ya aşığım! Nisa....Nisa'ya ise onda farklı ama ne olduğunu bilmiyorum dün acile geleceğini duyduğumda onu bir daha göremezsem ya da bir şey olursa ona diye öldüm öldüm dirildim kalbim sıkıştı. Acıma merhamet değil bu o böyle diyor ama değil farklı ama ne olduğunu bilmiyorum o yüzden yanında ne azından arkadaşı olmalıyım ne hissettiğimi anlayabilmek için''
''Çok yanlış yapıyorsun bir kalpte iki kişi olmaz sen ikisini de sığdırmaya çalışıyorsun yapma yazık Nisa'ya daha da yaralama kızı''
''Zorundayım ne olduğunu anlayıp ilerleyebilmek için aramı düzelteceğim ve en baştan arkadaş olarak başlamalıyım''
''Pişman olmanı istemiyorum dostum''
Sessizce odama çekilmiştim hem nöbet hem de Nisa beni bedenen ve zihnen yormuştu bir yerden başlamalıydım.Telefonu elime aldım ve Nisa'ya:
''Huzuru kaybettim yeni bulmuşken...geceler geçmiyor''
diyerek komodinin kenarına koymuştum gözüm telefondan gelecek bildirimdeydi bir yandan bedenim yorgundu göz kapaklarım ve uykum savaş halindeydi.Kazanan uyku olmuştu bildirim de gelmemişti. Kendimi affettirmek için uzun bir yolum vardı. Uzun ve zorlu.
Nisa'dan
Eve geldiğimden beri yataktan çıkmamıştım evi Aykut ve Leyla temizlemişti ve yemek siparişi vermişlerdi.Onlarında yorgun olduğunu bildiğimden evlerine yolladım. Uyandıkça mesaj atmam şartıyla kabul ettirebilmiştim.
Yağızla hastane odasındaki konuşmamızı hatırlamaya çalıştım önce kabuklarımı kırdı sonra o kabukları tekrar ruhuma batırdı keskin sözcükleriyle. Tam bir adiydi. Ben ona duygularımı açmışken beni terk etmesi babamdan sonra en büyük hayal kırıklığım olmuştu. Babam beni sevdiğini söyledikten sonra beni annemle aynı eve bırakıp gitmişti. İnsan sevdiğini söyledikten sonra onu bırakabilir miydi ama o bırakmıştı. Tıpkı Yağız gibi o da bana duygularımı keşfetmemi sağlamıştı ama ona aşık olduğumu söylediğimde beni terk etmişti. Onun pişmanlığına şahit olmuştum ama güvenemiyordum bir kere böyle yıkan ileride ne yapardı duygularıma bana. Kafam aklım kalbim duygularım tam bir kaos içerisindeydi. Affetmek? Böyle bir şey affedilebilir miydi ki en küçük bir tartışmada tekrar yaralarımı kullanabilirdi biz savaş içeriz de değiliz yani onun istediği şekilde değiliz ben sevgi istedim ilk defa ama koca bir yanılgı oldu. Çok zordu affettireceğini söyledi telafi edeceğini söyledi ama ben aynı ben olabilir miydim artık.... Tam bunları düşünürken telefonuma bildirim geldi. Yağız'dandı.
''Huzuru kaybettim yeni bulmuşken...geceler geçmiyor''
Ağlamaya başladım şu anı hissetmek istemiyordum çünkü bende kaybetmiştim uzun süredir bu kadar kötü gece geçirmemiştim. Gece kara delik gibiydi. Beni içine çekiyor güneş doğana kadar abluka altına alıyor ve geçmişim şu anımı kat be kat fazla acı çekmemi sağlıyordu gün ağarırken yorgun göz kapaklarım düşüyor ben uykuya teslim oluyordum. Şuan olduğu gibi mesaja bakıp bakıp ağlıyordum. Duygusal değildim bu konularda ama duygularımı yönlendiremiyordum.En çok korktuğum şey başıma geliyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum.
Rüyamın güzelliğiyle uyandım bu kadar depresif halde olmama rağmen mutlu rüya nadir görürdüm genellikle kabuslarla uyanırdım. Rüyamda bir oğlum iki kızım vardı.Mutluyduk o çok istediğim kalabalık aile vardı. Kızlarım ellerinde bardaklarla masayı hazırlıyordu. Gördüğüm kişiyle nutkum tutulmuştu Yağız elinde menemenle gelmişti. Oğlum elinde ekmek poşetiyle içeri girmişti bende masaya çaydanlığı koyuyordum.Bol kahkahalı uzun süren kahvaltı yapıyorduk.
Uyandığımda bunun gerçekleşmeme ihtimaline ağladım.Ama artık atlatmam gerektiğini beynime kazıdım. Önce annemi başımdan savmalıydım. Bunun için babama ulaşmalı ve daha sonra artık hayatıma geri dönmeli eskisi gibi olmalıydım. 1 ay önceki ben...
Yağız ve Nisa o gece aynı rüyayı gördüklerinden habersizdi ikisi de mutlu uyandılar.Fakat gerçek hayatta farklı kararlar aldılar Yağız kendini affettirmesi gerektiğini düşünüyor Nisa ise artık her şeyi bir kenara bırakmak istiyordu.
Bu rüya bir için yeniden başlamak için dopingti diğeri için güzel bir bitişti.
Bakalım hangi tarafın aldığı karar etkili olacaktı bu ikili için
..........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül ve Duman(Düzenli bölüm geliyor)
Novela JuvenilKül dumana karıştı... Ortalık yangın yeri yaralı ve pişman kalpler artık atmaya gücü yok. Dedikleri gibi zaman her şeyin ilacı mıdır? . . . Hayatın bahis konusu olsa ve büyük oynayan kazanamasa... Nisa Oydan yaralı ve güvensiz Yağız Uslu içine kap...