3:Calum Headen

2.1K 246 1K
                                    

SELAAAM🐥

+4000 kelime, sindirerek okuyun, cici okumalar MWAH LOVE U😽💕🌸🌈

Medya: Calum Headen

Bilinen belirgin alter özelliği: konuşurken kekelemesi.

Şarkı adı: Bluenck~Venger




Flashback

"Be-beni..." Calum kekeleyerek konuşurken, Harry onu anlamaya çalışıyordu. Gözünden sicim gibi akan gözyaşlarını silen Calum, her seferinde yenilerinin akmasını umursamadan silmeye devam ederken, hıçkırarak bir çığlık kopardı.

Çocuksu ve çaresizliğin her desibeline işlenmiş olan çığlık, onun neden ağladığını bilmese de Harry'nin canını yakmıştı. Kalbi bu çığlığın altında ezilmiş, kaburgalarına güçlü vuruşlar yaparken bulunduğu kafesi parçalamak ister gibiydi.

Evet, kalbi şu durumda onu koruyan kaburgalarını, resmen bir kafes olarak görüyordu. Tıpkı bir kuş gibiydi, kafes olarak gördüğü yer, aslında onun korunaklı alanıydı da. Yine de Calum'un çığlıkları, Harry'nin kalbine, kaburgaları arasındaki o sığınaklı alanın dar gelmesine neden olduğu için, hapsolmuş gibi hissettiği bir alanda isyankâr davranıyordu.

Çünkü kimse hapis hissettiği yerde nefes alamaz, gökyüzünde bir odada da olsa.

Evin bodrum katında, merdivenlerin altından gelen çığlığımsı, ince hıçkırıkları duymasıyla uyanmıştı Harry. Gün henüz doğmuştu ve henüz kuşlar bile sessizdi. Hızla yataktan çıkarak iki kat aşağıya vardığında, Calum'u yere çökerek dizlerini kendine çekmiş ve kollarını dizlerinin etrafına sararak, çenesini de dizlerine yaslamışken hafif bir ritimle sallanıyor olarak bulmuştu.

Harry onu ne yaptıysa sakinleştirememişti, normalde neredeyse hiç sesi çıkmayan Calum, -genelde kekelediği için konuşmazdı,- şimdi konuşmadığı o zamanların acısını çıkartmak ister gibiydi.

"Hey, hey... Sakin ol, anlat, ben buradayım. Eğer anlatırsan çözüm bulabiliriz, rahatlarsın da." Harry, onun sırtını okşarken bir yandan da yüzüne doğru eğilmiş, yaşlarla kaplı suratına bakıyordu. Parkelerin üzerinde oturmaktan dizleri acımış olsa da, Calum olduğu yerde ileri-geri sallanması hariç hiç de yerinden kımıldayacakmış gibi durmuyordu. O yüzden ona kalkıp daha rahat bir yere geçmeyi teklif bile etmemişti Harry.

"A-an..." Hıçkırık. "An-latamı-mıyo-" Calum sinirle bir çığlık attığında, Harry fazlasıyla korkmuştu. "Anlatamıyo-rum!" diye bağırdıktan sonra başına vurmaya başlıyan Calum, aynı zamanda bağırıyordu da. "Ap-tal! Apta-tal!" Harry, Calum'un kollarını tutarak, "Calum, kendine gel! Lütfen, kendine gel!" diyerek onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Aslında onun kendisine vurmadığından bir haberdi.

Harry onun kollarını tuttuğunda Calum zaten çırpınmayı bıraksa da, Harry onu bırakmadı. "A-anlamı..." Derin bir nefes aldıktan sonra, "yorsu-sun," diye devam etmişti. Sesine sinmiş yılların yorgunluğu, pes etmişliğin izleriyle dudaklarından dökülürken, akan burnunu çekti ve geriye doğru yaslandı. Şimdi baktığı boşluğa bir oyuk açıyor, düşüncelerini o boşluğa dolduruyordu.

𝟩// 𝐋𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐒𝐭𝐲𝐥𝐢𝐧𝐬𝐨𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin