8 - Ruh Birleşimi

816 112 29
                                    

'Nehel..."

Duyduğu ses ile ağırlaşan göz kapaklarını zar zor açabildi. Kim konuşuyordu?

"Nehel..."

Bulanık görüşü düzelirken etrafa baktı. Zifiri karanlikta hiçbirsey göremezken ensesinde bir nefes hissetti. Hızla arkasını dönmeye çalışsa da sanki zincirlerle bağlanmış gibi hareket etmesi engelleniyordu. Kimdi arkasındaki kişi?

"Kimsin sen, ismimi nerden biliyorsun?"

Kısık bir kükreme sesiyle ensesindeki nefes daha da belirginleşirken artık yaşanan olaylara yetişemiyordu.

"Ben senin ruhunun bir parçasıyım Nehel... Hep öyleydim."

Ruhunun parçası?

Ruhunun bir parçası nasıl canlı olabilirdi ki? Bu nasıl bir saçmalıktı?!

"Benimle dalga geçmeyi kes. Her kimsen çık karşıma ve ne istediğini söyle."

Ensesindeki nefes geri çekilirken tekrar geri dönmeye çalıştı. Tekrar dönemezken artık sinirleniyordu.

"Sakin ol Nehel. Haraket edememenin benimle bir ilgisi yok. O, senin ruhuna zarar verdiği için kareket edemiyorsun. Beni görmek ister misin?"

Nehel ona inanmak isterken dediklerini kabul edip biraz da olsa sakinleşti. Hareket edemiyorsa bağırıp çağırmanın ve direnmenin anlamı yoktu. Boşuna enerjisini bitirmemeliydi. Sahi ne olmuştu en son... Lorin. Biricik kardeşi onun ölmesini istemişti değil mi? O zaman o mor küre neredeydi?

"Mor küre... En son ışıklar saçan mor bir küre bana doğru geliyordu. Nasıl buraya geldim?"

Nehel yan tarafindan geçen bir hareketlilik hissederken göz ucuyla yana baktı... K-kocaman ayaklar vardı, tüylü ve heybetli görünüyordu.

"Sen nesin?"

"Nehel ben değil, biz diye sormalıydın... Hiç felesleri duymadın mı?"

Feles... feles... Doğru ya! O seytan kendisine feles diye seslenmişti değil mi? Bunu sadece onun tabiri zannediyordu. Neydi bu feles saçmalığı?

"Duydum fakat anlamını bilmiyorum ve... sen bir panter misin?"

Karşısında kendisi gibi açık sarı gözlere ve simsiyah tüylere sahip olan dev panteri süzdü. Karanlıkta zar zor seçilse de hafifçe parlayan tüyleri ve ışık kadar parlak gözleri sayesinde az çok fark edebilmişti.

"Benden korkuyor musun Nehel? İnsanoğlu belirsizlikten korkar."

Nehel karşısındaki pantere bakarken başını olumsuzca salladı.

"Senden korkmam için bir neden yok."

Panter bir süre sessiz kaldıktan somra ilgiyle genç kıza baktı. Dik duruşu hoşuna gitmişti. Belki ona bir şans verebilirdi fakat türünün diğer örneklerine karşı oldukça özel olan bir panter olduğu için elde edeceği gücü hak etmesi gerekiyordu.

"Bundan nasıl emin olabiliyorsun? Şuan sana birden zarar vermek istesem kımıldayamazsın bile."

Nehel alaycıl bir şekilde sırıtırken panterin gözlerine dik dik baktı.

"Amacını kaybeden bir insanı ölümle korkutmak... Fazla aptalca bir düşünce değil mi pantercik?"

Panter sinirlense de derin bir nefes alarak sakinleşti. Karşısında ki kızın asabi konuşma tarzı sinirlerini gerse de önemli bir eşikteydi. Ya onunla yok olacak ya da ona gücünü verecekti... Gücünü hak etmeyen bir insana vermektense yok olmayı tercih ederdi. Onun gibi kudretli ve türünün en güçlüsü olan bir panter için çöpten farksız bir insana gücünü vermek... ancak hakaret sayılırdı.

Yasak Bölge Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin