Yasak Bölge

16 - Uyanış

Nehel arkasına baktığında gittikçe uzaklaşan şehre baktı. Eğer Kral Hungar göründüğü gibi biri olsaydı orada daha fazla durabilirdi. Fakat gerçek niyetini öğrendiğinden beri diken üstünde olmak onu yormuştu.

"Zehael, şimdi nereye gideceğiz? Daha ne kadar Yasak Bölge'den uzak duracağız."

Zehael derin bir nefes alırken ciddileşti. Henüz yasak bölge de hayatta kalmasının sebebi güçlü iblislere gönderdiği sinyaldi. Bundan haberi olmayan Nehel kendini yeterli hissetse de daha zorluğu tatmamıştı. Bu yüzden onun bu aceleci tavırlarını anlayabiliyordu.

Nehel, orada tek düşmanın kardeşin değil. Büyük iblisler daha ortaya çıkmadığından o güçsüz halinle halledebildin fakat bundan sonrası için birine bel bağlayamazsın.

Nehel soğuk bir nefesi içine çekerken fazla ısrarcı davrandığının farkındaydı. Uzun zamandır kendisi ve ailesi hakkında yeni bilgiler öğrenmek zihnini ve ruhunu yormuştu. Yıllarca kendisinden saklanan gerçekler bir bir ortaya çıkarken ona sadece kabullenmek düşüyordu. Daldığı düşünceler arasından çıkarken fısıldarcasına konuştu.

"O zaman şimdi nereye gidiyoruz?"

Zehael sinsice sırıtırken konuşmaya başladi.

Yeni bir boyuta geçeceğiz. Şimdi auranı etrafına sar. Önemli olan aura tabakasının ince olması.

Nehel birşey anlamasa da soru sormadan kendisine söyleneni yaptı.

Aura dalga dalga yayılırken gözleri kapalı öylece duruyordu. Çıkan enerjinin gücünü hissedebiliyordu fakat içinde kaynayan öfke aurayla beraber artıyordu.

Zehael içindeki gücü zincirleyen mührün kopma noktasına gelmesiyle korkuyla derin bir nefes aldı. Burada uyanması oldukça tehlikeliydi.

Hızla ellerini kaldırıp gerekli kelimeleri söylerken mühür çatlamaya devam etti.

Kelimeler hızlanırken sessizlikten uzak neredeyse bağırarak konuşuyordu.

Nehel! Hemen açılan geçite gir!

Nehel onun sesini duysa bile içindeki gücün garip havası tarafından cezbedilmişti. Gözleri açılırken gözleri yarı saydam bir hâl aldı.

Bir kapı boyutundaki morumsu ışık huzmesini gördüğünde içindeki güç zıvanadan çıkarcasina mühre yüklendi. Buradaki herşeyi küle çevirmeden gitmek istemiyor gibi bir hali vardı.

Zehael dişlerini sıkarken son gücüyle ruhlarını sarmaladı. Iki ruh birbirine neredeyse adapte olurken Nehel'in beden kontrolü Zehael'e geçmişti.

O lanetli gücün burda uyanmasına asla izin veremezdi. Hızla geçide girerken mühür kırılma aşamasına geçti.

Nehel beni iyi dinle. İçindeki gücün iradeni yok etmesine sakın izin verme duydun mu beni! Eğer izin verirsen seni ben öldürürüm!

Zehael korkuyla bağırsa da sözleri Nehel'e yaklaşmamıştı bile...

Onun aksine Nehel loş bir ortamda etrafa bakıyordu. Öylece boşluktaydı ve ayakları yere değmiyordu.

"Neresi burası?"

Zehael'e sorsa da onun varlığını hissedemediğini fark etti. Gözleri kocaman açılırken hızla etrafı tekrar süzdü. Nerede olduğuyla ilgili küçük bir ipucu arıyordu sadece.

O sırada yerde duran siyah ve devasa yumurtayı fark etti. Içindeki uğursuz aurayı hissediyordu ve kırıklardan süzülen korkutucu güç yumurtanın etrafını sarmıştı.