Art arda yapılan hatalar vardı.
Özür dilemeyerek yenik düştüğümüz gururlar.
Sen okumadığım bir kitaptın benim.
Yarım kalan...
Eski pencerenin uğuldamasına neden olan rüzgar bir yerlerde okuyamadığım, parçalara ayrılarak her yana saçılan sayfalara eşlik ediyor olmalıydı.
Kıyıya çarpan dalga sesleri inzivaya çekilmiş öfkemi simgeliyor gibiydi bu gece.Asla akıllanmayan bir kız çocuğunu sevmiştin. Hata yapmıştın belli ki...
Verilen sözler yeniden boşa gitmişti.
Kurulan hayaller yarım kalmış ve verilen kararların altında ben ezilmiştim.Sessizliğe eşlik eden plak cızırtısıyla tanıdık bir melodi dolanıyordu etrafta.
İçimde bir boşluk, yeniden yaşanmamış şeyler için iç çekiyordum.Yorgun bedenimi zar zor taşıyan çıplak ayaklarım beni yarı yolda bırakmamıştı. Gıcırtıyla açılan balkon kapısıyla saçlarımı esir alarak özgürce savuran rüzgarı tüm uzuvlarımda hissediyordum.
İstemsizce attığım iki adım balkon korkuluklarına ulaşmamı sağlamıştı.
Rüzgarın şiddetine yenik düşen kapı gürültüyle kapanmış ve bende hiçbir tepki uyandırmamıştı.Ellerimle korkuluğu kavradığımda yeni dinmiş olan yağmurun ardında bıraktığı su damlacıklarını hissettim.
Saniyeler içinde gözlerim birkaç gün önce hevesle aldığım çiçeğe takıldı.
Renkli yaprakları şimdiden sararmaya başlamış birkaç tanesi ise dökülerek saksı kenarındaki yerlerini almıştı.Kuruyan dudaklarımı ıslatarak tekrar önüme döndüm. Sokak ışıkları bugün tuhaf bir şekilde yanmıyor, gecenin şehre çöken karanlığını yıldızlar ve kara bulutların ardına saklanan dolunay aydınlatıyordu.
Birkaç gündür etrafta kimsecikler yoktu.
Arabaların çıkardığı motor sesleri kesilmişti.
Sokakta başıboş dolanan iri köpeğin uğursuz adımları cama vuran ince yağmur damlalarını andırıyordu.
Her nefes alışverişimde burnuma dolan toprak kokusu yaşamı daha anlamsız kılıyordu.
Küçük, anlamsız bir tohuma bile kucak açıp ona anlam yükleyen şey, dünyayı küçük bir cennete döndürerek çekilebilir hale getiren şey kim bilir insanoğluna ne yapardı.Uzun süredir durmayan baş ağrım hafiflemiş, beynimde volta atan düşünceler sessizliğe ayak uydururcasına kaybolmuştu.
Hikayenin sonuydu bu.
Farklı karakterler, aynı hikaye.
Alışılagelmiş yalnızlığım karşıma geçmiş "Merhaba." dercesine gülümsüyordu.
Biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞAMAK İÇİN SEN
Teen Fiction"Kendi yaralarını kendin dikebilirsin." dedi tanrı. Ve elime bir iğne verdi.