CALEO-Şelalede bir gün

653 16 10
                                    

Öncelikle sizden özür dilerim çünkü bu hikayeyi yazmam uzun sürdü. Nedeni ise telefonumun kaybolmasıydı. Kusura bakmayın.

-Leo-

II. Argo'yu birlikte geziyordum. Amaç Calipso'nun adasına gitmekti. Sonra bir şeylerin ters gittiğini fark ettim ve bir patlama sesi duydum.

En son hatırladığım şey 830m yüksekliğinden küçük bir adaya düşmek üzere olduğumdu. Üzerimde yırtık bir gömlek ve yırtık bir şort (paçaları yırtılmış bir pantolon), ayaklarımda da hiç birşey yoktu ama hala muhteşem bir şekilde yakışıklıydım!

Uyanndığımda çalılıkların üzerinde yatıyordum ve her yerim ağrıyordu. Ayağa kalktımğımda orda başka birinin olduğunu fark ettim. Kemerimden çekiç alabilmek için elimi kemere götürdüm ama belimde değildi, ağacın üst dallarında duruyordu.

Calipso birden önüme çıktı ve bana sımsıkı sarıldı. Her yerim ağrır bir şekilde Calipso'ya beni bırakmasını söyledim. Vaybe onu çok özlemiştim neyse onu öptüm, biraz utanmış olmalı ki yüzü kıpkırmızı oldu. Sonra beraber mağrasına gitik tabiiki kemerimi aldıktan sonraa.

- Calipso-

Leo'nun geldiğine inanamıyordum, süper gözüküyordu; tabii birkaç yeri incilmiş olsada, birde kıyafetleride var amaan neyse sonuçta o burdaydı. Mağraya vardığımızda ben onu iğleştirdim. Sonra ona güzel bir sebze çorbası yapacaktım ama ateş söndü. Ne kadar uğraşsamda yakamadım. En sonunda Leo gelip ateşi yaktı. Bazen Leo'nun özel güçleri olduğunu unutuyorum. Leo'nun iyleşmesi üzerine Leo bitki özüyle çalışan arabamsı bir şey yaptı. Arabanın arkasında "TEAM LEO" yazıyordu. Leo'nun ehliyeti olduğunu sanmıyorum ama yinede arabaya bindim. Amaç adanın o bir tarafındaki şelaleye kestirme yoldan gitmekti ama bu düşünceden "birazcık" sapmıştk ve uçurumdan aşağı düşüyorduk. O an Leo'ya bağırıp, ''Bundan sonrasını yürüyeceyik!". Biz de yürümüye başladık.

-Leo-

Ne güzel arabayala geziyorduk noldu birden canım? Calipso'nun zoruyla şelaleye yürüyecektik. Yürürken kemerimden çıkardığım bir kaç ataşla birşeyler yapıyordum; Calipsoi ise biraz daha yaşanacak olan "araba kazası"nın etkisinde etrafı gözlemliyordu. Şelaleye gidince sinirlerinin hafiflediğini fark ettim ve yanına gidip elini tutmaya meyilendim ama Calipso ellini çekip yanımdan uzaklaştı. Ağaçların yanına gidip ev için odun ve dal topluyordum çünkü hava kararmak üzereydi ve açıkcası geri dönmek için üşeniyordum. Calipso ise çiçeklerin üzerine oturup çiçekleri kokluyor ve şelaleye bakıyordu. O an o  kadar güzel görünüyordu ki yaptığım işi bırakıp bön bön onu izliyordum. Bir kuş kafamın üzerine yuva yapmaya kalkışınca Calipso'ya bakmayı kesip önce kuşu halleddim sonra da evi halleddim. Ev küçüktü ama çok tatlı olmuştu. İşim bitince Calipso'ya baktım ama orda değildi. Çevreme bakındıktan sonra çaresizlik içinde yere oturdum. Anlaşılan Calipso artık beni istemiyordu. Şelaleyi izlerken şelalenin en üstünde biri ve bir şeyler vardı ama karanlıktan göremedim. Şelalenin üstüne çıkan bir patika buldum ve yürümeye başladım. Yukarı çıktığımda kanter içindeydim. Çevreme bakındım ama  birini göremedim sadece bir sofra vardı. Ansızın arkamdan gelip biri gözlerimi kapattı ve benda korkudan ne yapacağımı bilemedim ve kurtulmak için koşmaya başladım ama bir türlü ellerini çekmiyordu ve "DUR!" diye bağırıyordu. Ayağım kaydı ve şelaleden aşağıya düşüyordum ve yanımda da Calipso vardı ama şelaleden aşağı düştüğümüz gerçeğini değiştirmezdi ve o an tek yapabileceğim "İMDAT" diye bağırmaktı.

Devam edecek...

AŞKIN GÜCÜ --  herosofolympusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin