4. BÖLÜM (O)

6.9K 506 65
                                    

Oya gece vardiyası için işe gidince mutfakta kahvaltı ettim ben de. Bir gram uyumamıştım. Ortalığı kaldırıp salona girdiğimde Defne uyanmıştı. Saat bire geliyordu. Kapıya gelip onu soran Eser'e söylemediğim için çok içten kahkaha atmaya başladı, canı yansa da.

Konuşmak istediğimi söyledim. Ne yaşadığını anlatabilecek miydi, emin değildim; ama sormak zorundaydım. Adam kocası olduğunu söylemişti. O hadi yalan diyelim, kişilik bozukluğu ciddi bir olaydı. Yüzü düşünce bunu sonraya bırakacağımı biliyordum.

İlaç içmesi gerekliydi, ondan daha önce yemek yemesi gerekliydi. Yine mutfağa geçip yatak tepsisine çorba, ekmek, yoğurt ve su koydum hemen. Akşam onda uçak vardı, eve bir şey almamıştım o yüzden. Yeterli gelirdi umarım bunlar.

Yemeğe başladığında çok susuz ve aç kaldığını anlamak zor değildi. Bir kaşık iki kaşık derken mutlu oldum yediğini görmekten.

Hangi günde ve tarihte, hangi şehirde olduğumuzu sorduğunda zaman kavramını yitirmiş olması, işkence edildiği süreyi de bilmediğini gösteriyordu. Kaçırıldığı yer burası değildi demek ki. Çok şaşırdı burada olduğu için. Hepsi bitince tekrar istemeyecek kadar görgülüydü. Ben tekrar hazırladım aynı şeylerden. Yemeye başladığında kapı çaldı.

Bileğimi tutuşundaki acelecilik ne kadar acı çektiğini ve o adamdan ne kadar korktuğunu da gösteriyordu bana bir yerde. Onu gülümseyerek sakinleştirmeye çalıştım. Verecek halim yoktu bu saatten sonra. Bizim hıyarlar gelmişti. Akşam uçak saatine kadar fifa oynarız demiştik. Bendeki dev sinevizyon hepsinin oynayasını getiriyordu.

Defne'yi görünce sustular? Tatil yalan olmuştu onlara göre de, ben onlarla gitmemeye karar verince. Gitmelerini söyledim. Ben de illa ki, katılacaktım. Sonsuza kadar Defne'yi evimde ağırlamayacaktım neticede. Defne ayağa kalkmaya yeltenince Yusuf koştu, hemen tepsiyi aldı. Yardım teklif etti. Tuvaleti gelmişti. Benim kız arkadaşım falan sandılar galiba yaralı, kirli yüzlü kadını.

Ses etmeden tuvalete taşıdım. Tam çıkarken de akıl verdim kendimce. Umarım anlamıştır. Biz bilerek tüm vücudunu temizlememiştik. Direk söylersem yanlış anlayabilirdi. Belki kaçmış olmasına ve adamın da evli olmasına rağmen seviyordu ve asla şikayet etmeyecekti. Bilemezdim.

"Ne iş bro bu kız?" Diğer pilot arkadaşımdı Kemal.

"Sabah altıda kapımda bitti. Birinden kaçıyordu. Evime girdi."

"Kaçtığı kişi kimse çok eziyet etmiş. Yerinde oturamıyordu, ya çok temiz kemer yemiş poposundan ya da adam ayakkabıyı ters giymiş." Genel cerrah arkadaşım, tepsiyi alan Yusuf'tu.

"O ne demek be? Ayakkabı ne alaka? Ayakkabıyla da mı dövmüş?"

Diğer arkadaşımız Kemal'in kardeşi Mustafa'ydı. O da mimardı. Abisi ile aralarında iki yaş vardı. Benimle aynı yaştaydı. Otuz iki.

"Bence anal tecavüz var yani. Vajinal zaten vardır."

"Öyle desene direk. Ayakkabı ne iş diyorum ben de."

"Sen de Bağcılar'da çalıştığım devlet hastanesinde gelen hastalara anal seks de bakalım, kafana tuğlayı ne şekilde veriyorlar? Hastalar öyle diye diye ben de konuşma dilime aynen geçirdim."

"Bağcılar'da sana ayakkabısını ters giyenler mi geliyor?"

"Ters giyenlerin karıları işte. Ayda kaç defa anal fissür, basür ameliyatı yapıyorum bu şekilde bir fikrin var mı? Yazık kadınlara. Evli de olsan cezası var aslında istemeden yapılırsa. Kocaya da tecavüzden suç oluyor yani."

Aç Kapıyı Ben GeldimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin