Öykü'den...
Canla uçaktan inip taksiye bindik.
"Öykü eminsin dimi Gamze'nin olmadığına?"
"Kaç kere eminim demem lazım?"
Taksiden inip evin önünde durduk.
Gözümde canlanan mazimle savaştıktan sonra sonunda eve girebildik.
Selin bizi büyük heyecanla karşıladı.
Balkonda hazırladığı masaya geçtik.Sevdiğim yemekleri yapmış ama yiyecek halim bile yoktu.
"Eren de bir şey bilmiyor değil mi?"
"Hayır Öykü."
Can tabağı bana doğru iteledi.
"Yesene Öykü.""Aslında ben biraz hava almak istiyorum."
"Daha yeni geldin Öykü."
Ayağa kalktı Can.
"Seninle geleyim.""Lütfen...Yalnız kalmak istiyorum."
"Pekala."
Evden çıkıp taksiye bindim.
Ezel'in evine 10 dakikalık bir mesafede taksiden indim.
Çünkü nefes almak bana zor gelmişti.Sokakta yürürken gözümde canlanan hatıraları tekrar yaşarcasına bir gülümseyip bin ağlıyordum.
10 dakikalık yolu yarım saatte geldim.
'Mazisi olan sokaklardan geçerken adımlar yavaşlar.'
Kapının yanına yaklaşınca aklıma o yağmurlu gün de yaşadıklarım geldi.
Dizlerimin yine öyle titrediğine,içimin o günkü gibi yangın yerine döndüğüne yemin edebilirdim.
Ağlaya ağlaya yürüdüğüm yolları,içim bir saniye bile olsa sızlamadan yürüyerek geçtim diyemem.
Kapının önünde adamlar yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
..KAYBOLDUM
ActionGözlerimin içine öyle derin bakıyordu ki;beni mahkum eden adama sarılıp,dertlerimi anlatıp,omzunda ağlamak istiyordum. Çarpışmaya gelene kadar bırakmamanızı rica ediyorum. Ondan sonra zaten bırakmazsınız.