Ezel'den...
Ben acılarla kıvranırken beni umursamamıştı bile, yanımda olmamıştı.
O kitabı oraya bırakarak beni gizliden arayarak ne yapmaya çalışmıştı,hala aklım almıyordu.
Baktığım her yerde fotoğrafları vardı.
Fotoğraflarımız vardı.
Yatağımda onun Harry'si vardı,evin içinde her şeyden habersizce gezen Victor vardı.
Beni terk ettiği günden beri sadece Harry'e sarılıp uyuyordum.
Böyle acımasız bir kadına hala deli oluyordum.Hiç sevmemiş gibi elimi bırakıp vedasız gideni dilimden de düşüremedim,kalbimden de.
Bana da yazıklar olsun.Şu fotoğraflara bakarken hep unutuyorum,onun ne kadar tehlikeli olduğunu.
Bana aşkı öğreten insan,nasıl da bu kadar acımasız olabiliyor?
Ayrılık acısı yaşayıp derbeder olan insanları görünce onlarla dalga geçiyordum.
Şimdi onlardan beter gurursuz biri oldum.Bu sancı ne zaman geçecek bilmiyordum ama hiç geçmeyecek gibi hissettiriyordu.
Onsuz ne yapacağım bilmiyorum sanki Öyküden öncesi yokmuş gibi.
Şimdi ben onsuz yaşamayı nasıl alışacağım?
Bu nasıl bir çaresizlik bilmiyorum.
Belki de annem,Melis olsaydı onların omuzunda ağlardım.
Şimdi hiç gelmeyecek birini bekliyorum,lanet olsun ki gitme sebebini bile bilmiyorum.
Öykü gerçekten bu kadar kötü müydü?
Yoksa ben mi hiç tanıyamamıştım onu?
Ya da kendisi bir oscarlık oyuncuydu.
Düşüncelerim beynimi sikmeye devam ediyordu.
Hava almam gerekiyordu,aşağıya inip arabamın anahtarını aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
..KAYBOLDUM
AcciónGözlerimin içine öyle derin bakıyordu ki;beni mahkum eden adama sarılıp,dertlerimi anlatıp,omzunda ağlamak istiyordum. Çarpışmaya gelene kadar bırakmamanızı rica ediyorum. Ondan sonra zaten bırakmazsınız.