ÖNCE BİRİNCİ KİTABI OKUMANIZ TAVSİYE EDİLİR!
Her hikayede bir parçanız olduğu gibi bu hikayede de parçanız, bir satır cümlenin arasında durmuş sizi bekliyor. Beren ve Demir kaldığı yerden tüm maceraları ile yeniden sizlerle.
İnstagram: https://www...
Artık oy veriliyor ama yorum gelmiyor :D Döngü değişti sanırım... :D
İnternete bağlanma sorunum olduğu için geç attım bugün. Hala bağlanamadı telefonumda ki internet sayesinde bağlaya bildim :D
Oy ve YORUM ları eksik etmeyin, tüm düşünceleriniz benim için değerli ♥
340 oy ve 355 yorum ile YB gelecek ♥
ithaf: @yldz_smyye ♥
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Beren'in Anlatımı
Emre silahı Demir'e doğru çevirdiğinde ayağa kalkmaya çalıştım ama başaramadan yere geri kapaklandım. Demir eliyle durmamı işaret ederek, "Olduğun yerde kal." diye uyardı beni. Başımı iki yana salladığımda Demir tek kaşını kaldırmıştı ve son derece sinirli bir haldeydi.
Emre adımlarını Demir'e yakınlaştırıp güldü,"Yeni patronum." deyip gülüşünü kahkahaya dönüştürürken ben sessizce sürünerek Yelda'nın yanına gittim ve iplerini çözmeye başladım.
Emre silahın namlusuyla Demir'in omzundan ittirdi, "Öyle olacağını mı sanıyorsun?" diye bağırdı. "Orayı yıktırıp, beni ortada bırakacağını mı sanıyorsun?"
"Evet ama merak etme ortada kalmayacaksın. Hapishanede senin için yeni bir hayat başlayacak. Bir daha gün yüzü görebileceğini sanıyor musun? Buna asla izin vermeyeceğim." Demir kendisine tutulan silaha rağmen oldukça cesur konuşuyordu. "Sana aldığın her nefesi zehir ettireceğim."
Emre küfür savurup, "İntikamı alacağım." diye bağırdı.
"Bence elinde ki silahı bırakmalısın ve..." deyip kol saatine bakıp gülümsedi, "Üç dakika içinde buradan çıkmazsan polisler çoktan gelmiş olur."
Yelda'nın ayak iplerini çözmeye başladığımda pencereden içeriye Görkem girmişti tam ağzımı açıp konuşacağım sırada elini dudağına koyup susmamı söyledi ve elinde ki silahı ile Emre'nin arkasına doğru yürüdü. Ayaklarına ses çıkartmaması için sadece çorap giymişti! Gülümsemem ikiye katlandığında Yelda da sevinçle bana baktı.
Görkem silahın ucuyla Emre'nin ensesine güçlü bir şekilde yumruk indirdiğinde Emre acıyla yere yapıştı. Tıpkı benim gibi, belki daha da ağırı.
Demir derin nefesi dışarıya verirken, "Pardon, korumamızın bir dakika içinde burada olacağını söylemeyi unutmuştum." deyip Emre'nin elinde ki silahı ayağıyla uzağa fırlattı ve Emre'nin ensesinden tutarak hafifçe ayağa kaldırtıktan sonra yüzüne peş peşe yumruk indirmeye başladı. Vurduğu insan yüzü değilmiş de bir kum torbasıymış gibi vuruyordu.
Emre'nin acı sesleri kulağım gibi odanın her yerini dolduruyordu. Görkem karşı koymadan izlerken, "Görkem." dedim bağırdım. "Ayır şunları."
