Bu sabah çok heyecanlı bir şekilde yatağından fırladı Rojin. İstanbul'daki son günüydü bugün. 10 yıl önce gelmişti buraya. O zamanda kız çocukları okutulmazdı. Ama ortaokulu birincilikle bitirmişti bu yüzden teyzesi okumaya devam etmesini istemiş babası da hem teyzesinin ısrarına dayanamamış hemde Rojin'i çok sevdiği ve üzülmesine kıyamadığı için izin vermişti. Gerçekten de Rojin çok başarılıydı, liseyi birincilikle bitirmiş, üniversitede de bölümünde üçüncülükle mezun olmuştu. Aslında bir yandan Diyarbakır'a gideceği için çok sevinçli, İstanbul'dan ayrılacağı için çok üzgündü. Hayallerine ulaşmıştı doktor olmuştu. Şimdi ise doğduğu ve çocukluğunu geçirdiği yerde görev yapacaktı. Bu onu çok mutlu ediyordu. Ve çocukluk aşkını sevdiğini görecekti Diyarbakır'da. Bunun verdiği mutlulukla doğan güneşi seyretmeye dalmıştı. Bir anda çalan telefonun sesi ile kendine geldi. Arayan annesiydi. Gülümseyerek;
"Efendim annem" dedi.
"Kızım Rojin'im çok özledim seni canın ne istiyor sen gelmeden yapayım diye aramıştım canım kızım" dedi annesi. Özlediği çok belli oluyordu ses tonundan. Rojin onun ilk kızıydı, çok severdi onu. Rojin de annesini çok severdi ama babasını bir başka severdi. Ve yine gülümseyerek;
"Sen ne yemek yapsan yerim annem" dedi.
"Tamam canım kızım baban senin için hazırlık yaptırıyor çok özlemiş seni baban beni çağırıyor gideyim de bakayım ne istiyormuş sonra görüşürüz kızım"
"Tamam annem görüşürüz." Dedi ve gülümseyerek telefonu kapattı. Ve hemen banyoya gitti.
DİYARBAKIR
Peyman ağa avluda dört dönüyordu. Bir yandan hizmetçilere iş buyuruyor bir yandan da Zişan hanımı çağırıyordu.
"Hanım hanım nerdesin sen bir yığın iş var nereye kayboldun?"
Zişan hanım gülerek
"Çok sevdiğin kızını aradım belki canı bir şey istiyor yaptırayım diye hem ne ortalığı velveleye vermişsin daha akşama çok var."
"Ne istiyor kızımın canı söyle yapsınlar hemen. Hem kıskandın mı kızına yapılan hazırlıkları?" dedi muzipçe gülümseyerek.
"Amann bey ne kıskanması o benim kızım hadi oyalama beni bir yığın işim var kızımın odasını hazırlayım." Dedi ve yukarı çıktı. Bekiranların konağında büyük bir hazırlık vardı. Bugün herkes çok çalışıyordu.
İSTANBUL
Rojin kıyafetlerini giymiş eşyalarını arabasına taşıyordu. Bir anda sınıf arkadaşlarını görünce çok sevindi. Yakın arkadaşı Ece gülerek
"Demek bizi görmeden gidecektin hayırsız Rojin" dedi. Rojin Ece'ye sarılıp
"Baş belamı görmeden gider miyim ben hadi eve çıkalım bir çay içelim." Dediğinde gülerek yukarı çıktılar. Sınıfta hep 4 kişi takılırlardı, Rojin, Ece, Özgür ve Kaan. Ece ile Kaan zaten sevgililerdi. Birbirlerini çok seviyorlardı bir ay önce nişanlanmışlardı. Özgür ise Rojin'i uzaktan uzağa severdi. Rojin'e anlatma cesaretini hiçbir zaman gösteremedi. Koyu bir muhabbetin ardından çaylar bitmiş, Rojin'in gitme vakti gelmişti. Bir anda aklına teyzesi geldi Rojin'in. Sonuçta buraya onun sayesinde gelmişti. Gitmeden evine uğradı elini öptü teşekkür edip, arkadaşlarıyla birlikte havaalanına doğru gitmeye başladılar. Çok duygusal bir kızdı. Veda vakti gelince Rojin ağlayarak arkadaşlarıyla vedalaştı.
2 SAAT SONRA
Nihayet uçaktan inmişti. Havaalanı kapısına gelince kardeşlerini ve babasının korumalarını gördü. Koşarak önce Devran abisine sarıldı. Ağlayarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağa Kızı Rojin
Teen FictionUmut kötülüklerin en kötüsüdür, işkenceyi devam ettirir..