2.Bölüm -İntikam- İrem

48 3 2
                                    

Büyücü okulunda normal okullarda olduğu gibi bir eğitim sistemi yoktu.Eğitimlerimiz bireysel yapılırdı.Sonuçta hepimizin güçleri farklıydı.Bu da.. rehberime telepatiyle beynimde çalar saat çalması yetkisini veriyordu.Saat daha 5ti ancak eğitimimiz rehber bizi ne zaman uyarırsa o zaman başlardı.Rehbere kalktığımı mırıldanıp yataktan yuvarlanarak yere düştüm.Nasıl becerdiğimi bende bilmiyordum.Merveyle Su daha mışıl mışıl uyuyorlardı.Oh mis.Onların eğitim bitmişti tabi.Düellolarda pratik yapıyor, yeni büyüler ekliyorlardı kendilerine.

İrem-KALKIN BE!!

Odada uyansınlar diye çığrınıyordum.Düelloda bana güldükleri için hala sinirliydim.İntikam listemi biraz hafifletmem gerekiyordu.Onlardan intikamımı en iyi sabahın 5inde uyandırarak alabilirdim.Çokta abartmamak lazım.

İrem-KALKIN.

Merve-İrem ne bağırıyorsun ya!

İrem-CEVAP VERME MERVE.DÜELLODA GÜLERKEN İYİYDİ.

Merve-Off..

Hala yerde oturuyordum.Kalkıp giyinmeye gittim.

İrem-Ben eğitime gidiyorum.Kalkıyorsunuz, kahvaltı edip yanıma geliyorsunuz.

Giyindikten sonra ikisinin yorganlarını üzerlerinden çektim.Ama yine de uyanmamak için ısrar ediyorlardı.Sinir olup yataklarının üzerinde yağmur yağdırmaya başladım.İlk başta ne olduğunu anlayamadılar ancak yağmuru şiddetlendirince yataktan fırladılar.

Su-NOLUYO *** !!?!?!!?!?!?

Merve-İREM NAPIYORSUN ************* !?!?

Kahkaha atıyordum.Yağmuru kestim ve evden fırlayarak çıktım.Arkamdan söylendiklerini duyabiliyordum ancak gülmeyi kesemiyordum.Bahçeye çıktım, kahvaltı başlamıştı.Çok az kişi vardı.Tepsi almış küçük büfemizin etrafında geziniyordum.

Doruk-Şşşt.

Kafamı kaldırdım.Karşımda Doruk vardı.

İrem-Ne var?

Hala sırıtıyordu.Bu çocuk dayak istiyordu cidden.

Doruk-Günaydın.

Cevap vermedim.

Doruk-Küs müyüz?

İrem-Ne zaman arkadaş olduk ki?

Doruk-“Ne zaman arkadaş olduk ki?”

Çocuk gibi beni taklit ediyordu.Ben sağa gidiyordum o da karşımda benimle aynı yöne gidiyordu.Ne aldıysam onu alıyordu.Sinirlenmiştim.Tepsideki çatalı sıkı sıkı tuttum.

İrem-Bunu da taklit et bakalım.

Elimdeki çatalı hızlıca Doruğun sağına attım.Yine de isabet etmemeliydi tabi ama o da tırsıp kenara kaçtı.Öyle rahatlamıştım ki.Sakin bir şekilde boş bir masaya gittim.Doruk bana şaşkın şaşkın bakıyordu.Tepsiyi bırakıp bahçeden ayrıldı.Gergin bir hali vardı.Fazla abartmıştım sanırım.Hızlıca kahvaltıyı bitirip rehberin yanına gittim.Bugün son eğitim düello mu yapacaktım.İlki Doruklaydı yani ateş elementi.İkincisi Kartlarla oynayan bir çocuklaydı pek güçlü sayılmazdı.Sonuncu düellomun kimle olacağını merak ediyordum.

Rehber-Hoş geldin.

İrem-Günaydın.

Rehberlerimiz güçlü büyücülerden oluşurdu.Bir nevi öğretmenlerimizdi ama genç oldukları için arkadaşmışız gibi konuşurduk.

Rehber-Bugün son düellon var biliyorsun.Ancak önce şimdiye kadar geliştirdiğin yetenekleri hedef üzerinde göstermeni istiyorum.

Eğitimlerimizde gücümüzün ne kadar hasar verdiğini, ne kadar kontrollü olduğunu takip etmek için her gün tahtadan bir hedefe saldırı yapardık.Asla yıkılmaz ancak verdiğimiz hasarı rehbere rapor eden bir şeydi ancak benim saldırılarım güçlü ama sınırlı sayıda olduğu için tahtayla en fazla 5 dakika uğraşacaktım.Hedefin karşısına geçtim.Kalkanlar açıldı ve saldırıya başladım.Yapabildiğim tüm saldırıları uzun uzun kullanıyordum.

Nigrum Praeceps: GerçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin