Büyücü turnuvaları iki kategori üzerinde yapılırdı.İşbirliği düelloları ve birebir düellolar.Birebir iki büyücünün karşılaşması, işbirliği ise 3er kişilik takım savaşıydı.Bu iki kategori bir büyücünün aynı günde iki kez düelloya girmemesi şartıyla eş zamanlı yapılırdı.Birebir düello sisteminde ilk düellolar F sınıfında başlıyor ve sona kalan iki büyücü bir üst sınıfa çıkıyordu.Aynı şekilde S sınıfına 2 kişi çıkana dek sürüyordu ve asıl heyecan S sınıfı büyücülerin düellolarında yaşanıyordu.En iyi sınıftan şampiyon çıkıyordu.İşbirliği ise büyücüler arasında oluşturulmuş takımlarla yapılırdı.Sınıflandırma yoktu.Ayrıca birebir ve işbirliği kazanan listelerinden ilk altı kişi okul tarafından ödüllendiriliyor, okullar arası turnuvaya katılma hakkı kazanıyordu.Okullar arası turnuva tek gecede geniş bir alanda okul takımları arasında yapılırdı.Kazanan büyücüler büyük ödüller alırdı.Ödüller her yıl büyücülerin isteklerine göre değişiklik gösterirdi.
Okul turnuvası başlayalı yaklaşık 1 ay olmuştu ve ancak A sınıfına gelebilmiştik.Şuana kadar 6 rakibimi yenmiştim.Önümde 3 kişi vardı.Yenersem S sınıfına yükselecektim.İrem de şimdiye kadar düellolarda iyi gitmişti, kazanıyordu.Sunun düelloları ise… karşısındakinin sabrını tüketiyordu.Gücü biraz sinir bozucuydu.Düellodan zaman geçiyor ama o karşısındaki için zamanı durdurduğunda büyücü Su ya hasar veremeden düello bitiyor ve en çok zarar veren kazanıyordu.Ancak bugünkü düellosunda afallamış, yenilmişti.Şuanda 7. Düellomdaydım.Rakiplerim A sınıfı olsa da elementer hava büyücüsü olduğum için yenmekte zorlanmıyordum.Şuan ki rakibim zehir ve bağ büyüleri üzerinde ustaydı.Sürekli elimi kolumu bağlamaya çalışıyor, yerlerden zehirli sarmaşıklar çıkarıyordu.Biraz zorlamıştı ama beni sarmak biraz zordu.Elementer büyücülerin en çok sahip olmak istedikleri bir yeteneğe sahiptim.Havanın özelliklerini taşıyordum.Vücudumu rüzgara karıştırıp kaçıp tekrar bir bütün oluyordum.Dolayısıyla sarmaşıklar beni etkileyemiyordu.
Rakibi-Yoruldum.
Merve-Pes et?
Rakibi-Olmaz.
Düello alanını zehirli bir gazla dolduruyordu.Sıkılmıştım.Düelloyu bitirmek istiyordum.Etrafımda hızla dönerek büyük bir hortum yarattım.Arenadaki her şey uçuşuyordu.Rakibimde sarmaşıklarla yere tutunmuş uçmamaya çalışıyordu.Biraz acımıştım.Gülüyordum.İzleyiciler coşmuştu.Tezahürat yapıyorlardı.Arenanın etrafı tıka basa doluydu.İremle Suya bakındım ancak aralarından kimseyi seçemiyordum.Tekrar düelloya konsantre oldum.
Merve-Pes mi?
Rakibi-NE??
Hortumun sesinden beni duyamıyordu.
Merve-PES Mİ??
Hortumu durdurdum.Zaten harap olmuştu.Nefes nefeseydi.
Merve-Pes mi?
Rakibi-Ol..olmaz…öhö öhö.
Merve-Üff.
Rüzgar yumruklarımla bir sağ bir sol kroşe savurdum ve düellonun bitişinde davullar çalmaya başladı.Kazanmıştım. Herkes beni alkışlıyordu.Kendimi havaya uçurdum.Gösteriş yapıyordum.Seyirciyi coşturuyor, ego kasıyordum.Herkese el sallıyordum.Rehber adımı duyuruyordu.Havadan indim.Kalkanlar inmişti.İremle Su arenaya inmiş koşarak geliyorlardı.Grup sarılması yaptık.Anılla Dorukta geliyorlardı.Ah Anılll…Bu kadar tatlı olunabilir.İlk tanıştığımızdan beri çok seviyordum onu.Kızlar onunda beni sevdiğini söylese de arkadaş ayağına ona yaklaşmaktan ilerisine cesaret edemiyordum.O bir adım atsa keşke.Beklerken kuruyup gidecektim ben.Anıl koşarak gelip bana sarıldı.
Anıl-Tebrikler.
Dorukta arkasından geliyordu.İrem Doruku gördüğünden beri surat asıyordu.Dorukta öyle.Suysa hem İremle doruka gülüyordu hem de Anıl konusunda haklı olduğu için bana imalı bakışlar atıyordu.Benimse kalbim küt küt atıyordu.Anılla ayrıldık.Heyecandan terliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nigrum Praeceps: Gerçekler
General FictionBir yalanın içindeyiz.Unutma Su.Büyü bir batıl inançtır...