Yine o bulanık yüzü görüyordum. Arka plan ve yüz hep aynıydı ancak o yüzün elindeki şey farklılık gösteriyordu.İlk rüyada elinden yere su damlacıkları düşüyor sonra buza dönüşüyordu. İkinci gün parmaklarının arasında kalmış olan toprak parçalarını görebiliyordum.Üçüncü gün elleri alev alıyor ancak söndüğünde hiç zarar görmemiş oluyordu.Dördüncü ve son gün ise elleri boştu.Tahminimce havayı temsil ediyordu. Bir aydır her gece bu rüyalar kendini tekrar ediyordu.Saydığıma göre bugün başa dönmüştük ancak bugün elleri boştu.Ortamda bir faklılık vardı.Uyanmak istiyordum ama her zaman olduğu gibi kurtulamıyordum.Bir süre sonra kendimi gördüm.Tepkisizce karşımdakinin kim olduğunu anlamaya çalışıyordum.Bir süre sonra yüz netleşti.Poyrazdı.İrkilmiştim ve bir adım geriye attım.Uçurumun kenarında olduğumu bilmiyordum.Yere düşüyordum ancak birisi beni yakalamıştı.Çırpınarak Poyrazın kollarından kurtuldum.Ayağa kalktım.
Su-Sen…
Çok korkmuştum.Poyraz önceden de olduğu gibi konuşmak yerine sinsice gülümsüyor, karşısındakiyle alay ediyordu.Yine de gözlerinde o katliam yaratmak isteyen insanı görmediğim için memnundum.Ne yapacağımı bilemiyordum.Tekrar kaçmaya başlamıştım ancak arkamı dönüp koşmaya başladığımda bir hortum tarafından karşılanmış bir okyanusun içine atılmıştım.Nasıl yapıyordu bilmiyordum ama Poyraz rüyamda benimle dört elementin gücüyle oynuyordu.Okyanusun içinde hareket etmeden öylece duruyordum.Boğulmuyordum sadece bir rüyaydı sonuçta.Poyraz karşımda belirdi.
Poyraz-Çabalamayacak mısın?
Kurtulmak için uğraşmamı istiyordu.
“Su uyan.Hemen o rüyadan kurtul.”
Rehberimin sesiydi.Poyraz sesin nasıl bize ulaştığına şaşırmıştı.
Poyraz-Ben bırakmadığım sürece kurtulamazsın.
Okyanus bir anda boşaldı.Kıyafetlerimiz gayet kuruydu.Poyraz bana doğru yürüyordu.
Poyraz-Etrafına bak sonra koşup koşmamaya karar ver.
Etrafıma bakındım.Patlamak üzere olan bir volkanın üzerindeki bir taş parçasındaydık.
Poyraz-Bana doğru yürümezsen denge bozulur.İkimizde düşeriz.
Su-Volkanı yok edebilirsin.
Poyraz-Evet ama yapmayacağım.
Rüyadayken zarar göremeyeceğimin farkında olsamda ona doğru yürümeye başladım.Dipdibeydik.
“Su hemen uyan.”
Poyraz-Boşa çabalıyorlar.Gerçek hayatta ayırabilirler ancak burada benim kontrolümdeki bir rüyada olmaz.
Şaşırmıştım.Gözlerine baktım.İfadesi yumuşamıştı.
Poyraz-Son günü hatırlıyor musun?
Tabii ki hatırlıyordum.Ancak o suçlu biriydi ve konuşmamalıydım.Suçu hafif değildi.O bir büyücü olarak insan doğasından atması gereken bir parçayı yok edememişti:Öldürmek.O öldürmekten hoşlanıyordu.Tıpkı bir insan gibi ve bunun için büyü güçlerini kullanmaktan çekinmiyordu. Onunla yakın kalmamam gerekiyordu.Etrafa bakındım.Üzerinde durduğumuz toprak parçası daha da küçülmüştü ve rüzgar esmeye başlamıştı.Bana doğru esiyordu.
Poyraz-Cevap ver.Yüzüme bak.
Su-Sen bir suçlusun.
Bunu söylemek zorunda kaldığım için çok üzgündüm.Onun böyle olmasını hiç istemezdim.Rüzgar daha da kuvvetlendi.Sendeledim ve aşağı düştüm.Kendimi yine Poyrazın kollarında buldum.Etraf bomboştu.Üzerinde durduğumuz bir zemin dahi yoktu.Poyraz beni indirdi ve belimden tutup kendine çekti.Gözlerime bakarak konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nigrum Praeceps: Gerçekler
General FictionBir yalanın içindeyiz.Unutma Su.Büyü bir batıl inançtır...