Kız bacaklarındaki titremeyi kesmeye çalıştıkça, yaşlı adam daha da sertleşiyordu. Kullandığı üslup o kadar sertti ki; kıza bakışları, merhamet kelimesini şimdiye dek hiç duymadığını düşündürüyordu. Yaşlı adam da duygu namına bir şey yoktu. Aksine, bakışları demir kadar sert, sözcükleri bıçak kadar keskindi.
Patron koltuğundan kalkıp, masanın karşısındaki kıza usul adımlarla yaklaştı. Attığı her adım kıza tehlikeyi andırıyordu. Şu ana dek içinde kulaç attığı tehlike, ilk defa ona dipsiz bir kuyuyu andırıyordu. Kız kabul etmek istemese de korkuyordu. Yaşlı adam kızı süzerek, yavaş adımlarla etrafında dönmeye başladı.
"Buna hazır olduğuna emin misin?" dedi adam yaşlılığını sezdiren kalın sesiyle. Kız sakileşmek için dişlerinin arasından süzülen havayı içine çekti. Geleceği bu ana bağlı olmasaydı şuan korkuyor olmazdı.
"Eğer zamanı geldiğinde de böyle titrersen ne yaparız?" dedi kinayeyle. Kızla resmen dalga geçiyordu. Kız hala korksada, sinir gri bir duman misali düşüncelerine sızdı. O güçsüz değildi.
"Merak etmeyin efendim," dedi kız istifini bozmadan, dimdik karşı duvara bakarak. "Yüzünüzü kara çıkartmam." Bunu söylediğinde vücudundaki titreme azalmış, kendine güveni artmıştı.
"Hmm," diye mırıldandı adam gözlerini kısarak. "Demek öyle."
Duvara dayalı cam dolabı açarak içinden kalın bir sopa aldı. Kız dolabı yeni fark etmişti. Dikkatli gözlerle adamı izliyordu. Adam yaşlılığına rağmen hızla kıza dönerek sopayı dizlerinin arkasına geçirdi. Kız dizlerine hakim olamayıp ellerinin üzerinde yere kapaklanınca saçları etrafına saçıldı. Kız beklenmedik hareket yüzünden şok yaşarken; adam ona yukarıdan bakıyordu.
"Ayağa kalk." diye emretti. Nefesi acımasızlık kokuyordu. Kız kalkmak istemiyordu ama bu adamın karşısında küçük düşemezdi. Dizlerinden destek alıp doğrulunca, daha toparlanamadan tekrar vurdu. Kız yine aynı şekilde düşünce dizlerinin arkasının sızladığını hissetti. Yılmayıp bu kez adam söylemeden doğruldu ama zulmünden kurtulamadı. Az kalsın kafasını yere vuruyordu. Dizlerinin arkasındaki acı kıvam bulurken saçlarının arasından geniş odayı inceledi. Cesur olmazsa bu sınavdan geçer not alamayacağını biliyordu. Zihnini toparlamaya çalıştı.
"Kalk." diye emretti tekrar. Yaşlı adamın sesinde sabırsızlık vardı. Kızın gücünü göstermesini istiyordu. Eğer istediği statüde birisi olmasaydı şuan karşısında olamazdı.
Kız, en akıllıca olanın adamdan uzaklaşmak olduğunu düşündü. Yerde yuvarlanıp şınav pozisyonuna geldi ve dizlerinden destek alıp ayaklandı. Dizlerindeki acıyı unutmuştu bile. Yaşlı adamın karşısında dikilip gözlerinin içine baktı. İşte şimdi kendine güveni tamdı.
"Bana kanıtla. İyi olduğunu bana kanıtla. Seni buraya gönderenlerin güvenini kanıtla.. Beni yen."
Kız usulca kafasını salladı. Gözlerine yayılan özgüveni, vücuduna yayılan kararlılığı benimsedi. Uzun süredir onu çalıştıran kişinin sözlerini hatırlayarak kendine emretti; "Sen başaracaksın. Başar, onu yen, herkesi yen.." Hazırdı. Korku ve heyecanı içindeki derin siyaha hapsetti.
Usul adımlarla adama yaklaştı. Sopayı aldığı vakit tamamdı. Adam kızı süzüp ona doğru hızlı bir atak yaptı. Kız zıplayıp dirseğini adamın kafasına geçirirken sopa karnına gömülmüştü. Adam sarsıldı ama toparlanması zor olmamıştı. Kız bunu fırsat bilerek ayağına çelme takıp karnına tekme attı. Adam yere düşerken kıza bakıyordu. Kız tahmininden iyi ve dengeliydi. Adam dizlerinin üzerine çökünce kız yapacağı şeyi anladı ama engelleyemeden adam ayaklarına sopayı geçirdi. Kız yere düşerken topaklanıp sırtının üstünde yuvarlandı ve ayağa kalktı. Adam da ayağa kalkınca kıza doğru sopayı kaldırdı ama kız izin vermeden elinden ve dirseğinden tutup kolunu omzuna getirdi, adamı sırtına alıp yere fırlattı. Adam acıyla inlerken sırtüstü yerde yatıyordu. Kız kenara düşen sopayı alıp kılıç gibi adama doğrulttu.
"Ben yendim. Sanırım hazırım, ne dersiniz efendim?" dedi zaferin tınısıyla.
"Yaşlanmışım," deyip güldü adam. "Ve evet, hazırsın."
Kız sopayı da yanında götürerek odadan çıktı. Ve artık hazırdı. En kötüye hazırdı. Bataklığa hazırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gyadssan
Teen FictionGerçekleri mi tercih ederdiniz, yalanları mı? Birbirine rol yapsada mutlu insanları mı, yoksa insanların kötü yüzünü mü? Peki ya artık yalanlarla yüzleşmeye mecbursanız? Çok canınız yanacak ve çok can yakacaksınız. Ama kazanmak zorundasınız; unutmay...